Çarşamba, Eylül 29, 2010

olmadi

zaman: 9/29/2010 0 yorum
Çok üzgünüm.
Şimdi bana yeni bir başlangıç lazım.
Başlangıca hazırdım da içimden gelen bu değildi.
Enerjim bitti.
Şimdi ne olacak bilmiyorum.
Çok üzülüyorum...

Perşembe, Eylül 23, 2010

Evet bos bos oturuyorum

zaman: 9/23/2010 0 yorum
Bu aralar insanlar hep aynı şeyi soruyor
Şimdi sen bütün gün boş boş oturuyor musun?
Cevap veriyorum

Evet oturuyorum

Ne yapayım yani.
Girdiğim sınavlardan cevap alamıyorum.
Cv yolladığım sitelerden haber alamıyorum.
Sırf boş boş oturmayayım diye kendimi alışverişe carta curta vurmuyorum.
Evimde mutluyum bana batmıyor.
Ha işsiz olmak hoş bişey mi? Hiç değil
Evde oturmaya da bayılmıyorum.
Ama ağlayıp sızlamamı mı istiyorsunuz?
Kocamın başının etini mi yiyeyim.
Kendimi mi bitireyim.

Aklımda esprili yaklaşımlar da var ama şuan çok sinirli ve kötüyüm işte.
Rica ediyorum beni bunaltmayın...

Çarşamba, Eylül 22, 2010

Rüyamda Dolap Gördüm

zaman: 9/22/2010 0 yorum
Uyudum rüyamda evimi gördüm.
Evin ön tarafında bi bölüm daha varmış.
Bizim çamaşır-bulaşık makinası falan oraya koyulmuş ben sadece kapak kısımlarını görebiliyormuşum.
Yani gömmeli dolaba gömülmüşler.
Neyse işte kapakları açarken bi de bakıyorum ki daha içi boş bi sürü yer var.
Nasıl seviniyorum nasıl seviniyorum :)
Sonra da işte bildik son.
Uyandım...
Evlenince insanın rüyaları bile değişiyormuş.
Öğrendim.

Pazartesi, Eylül 20, 2010

Kotam yetmiyor

zaman: 9/20/2010 2 yorum
Canım hiç bişey yapmak istemiyor.
Uyumak istiyor uyuyamıyor.
Hali hazırda temizlik yapıyorum.
Kooossskocaman evimin yarısı bitti :P
Mevzu o değilde benim kotam bitti. :(
GSMobile kullanıyorum.(Aveanın zımbırtısının taraftarlar için olanı.)
Hemencecik kotam bitiyor.
Halbuki ben eskiden de 4 Gb lık kısıtlı internet paketi kullanıyordum.
Bi sürü şarkı indirip video izliyordum.
Hiçte böyle olmuyordu.
Nedenini tam olarak bulamadım.
Ama bu tür internet bağlantılarında download+upload=kota oluyormuş onu öğrendim ve bayağı sinir oldum.
Öyle işte...

Çarşamba, Eylül 15, 2010

Allahim yardim et

zaman: 9/15/2010 0 yorum
Deli gibi yemek blogları okuyup bütün günümü mutfakta geçirme isteğiyle yanıp tutuşuyorum.
Ama öyle böyle değil aklım gidiyor.
Yeni yeni tarifler deniyorum.
Tariflerimi bi yerlere not ediyorum.
Gözüm doymuyor.
Yapması bi dert yemesi bi dert.
Sevgili canikocuğumu 3 ayda göbek sahibi yaptım yaaa.

Bugün de kruvasan aşeriyorum..
Bi kruvasan yapıvereyim dedim.
Demez olaydım o ne zor şeymiş öyle.
Bi gün yap buzluğa koy ertesi gün çıkar aç kapa aç kapa :))))
Tarifini okuması bile 37 dakikamı aldı.Durum o kadar vahim :P

Allah kimseyi pisboğaz etmesin ne diyim yani.

Pazartesi, Eylül 13, 2010

Buyutmek ya da buyutmemek iste butun mesele bu

zaman: 9/13/2010 2 yorum
Bu sene bildiğim herşeye yeniden bakmam gerektiğini farkettim.Bazı şeylerin yeniden yorumlanması gerekiyordu.
Büyük dediğim bi çok şey gerçekten büyük değildi.

Benim hiç bi zaman köşe yazarlarını takip etme huyum olmamıştı.
Gazete: haberlerin alındığı bi iletişim aracıydı ve haberin yorumunu kendim yapabilme kabiliyetine sahiptim.
Neden köşe yazarı benim yerime yorumlasın ki derdim.
Çok ta doğru yaparmışım.
Tatilde üç beş gün köşe yazarlarını takip ettim, dünyam döndü.
Bizim bloggerlardan zerre kadar farkı olmayan yazılar, yorumlar ve konuşma şekilleri var...
Blogspot alt yapısıyla yazsalar en azından amatör oldukları için sevimli olurlardı.
-Kadınların yemek yapmayanlarının cümleleri: bizim kızlarla oraya buraya gittik, onu işlettik, buna laf soktuk, tatilde bilmem kimlerle yatmaca-havalanmaca-alışveriş yapmaca vs.
-Siyaset yazarları: babamların kendi aralarındaki Türkiyeyi kurtarma maceralarından bir tık fazlası.
-Tv eleştirmenleri: kanalizasyoncu :)  (bakınız Okan Bayülgen kanalizasyon...)

Ben blogları takip etmekle çok iyi yapıyormuşum dedim.
Bana hayatın içinden haberler veren gazeteciler bi süre sonra "sen benim kim olduğumu biliyomusun arkadaşım, gazeteciyim kalburüstü adamım ona göre" diyebiliyorlar.Halbuki aynı şeylerden bahseden bloggerlar hiç te öyle değiller.

Son zamanlarda twitter da pusudayım.
Bazı televizyoncuları, sanatçıları, radyocuları falan takip ediyorum.
Hepsi birbirinden hoş.
Demet Akalını oldum olası sevmezdim sevemiyorum.
İnsanın hiç mi sakin mütevazı duygulu anı falanı olmaz.
Şımarık kolejli kızlar olurdu eskiden benim için aynen öyle bi tip
Gülben Ergen tüm hayallerimi yıktı.
Ne yapıyor ne diyor zerre kadar anlamıyorum.
Tek bildiğim eliyle kahkülünü düzeltse  twitter'a yazıyor.
Cüneyt Özdemir sürekli yazıyor yazıyor program sunarken reklam arasında bile durmuyor yazıyor.
Gani Müjde gördüğüm en çok siyaset yapan mizahçı.
Erdil Yaşaroğlu cool bi adam.

Bi de ben bişeyi anlamıyorum.
Diyorlar ki:
Sahil şeridi insanları aydınlardan oluşuyor.
Cumhuriyet gazetesi okuyup Atatürk'ü seven, kültür sanat ağırlıklı yaşayıp çağa ayak uyduran insanlar.
Onlar herşeyin en iyisini biliyorlar.
Belgesel izliyorlar Fazıl Say dinliyorlar.
Bu kadar akıllı neden cahillere yanlış yaptıklarını anlatamıyorlar?

Bi de hani Türkiye elden gidiyor diye laikliğe dikkat edelim diyenler var ya, onlar BDP yi görmüyorlar mı?
Yani teröristlerin Türkiyeyi bölmeye çalışması laik olmayanların fikir çatışmalarından daha mı önemsiz?
Ya da onlar da mı bir çeşit bölücü terörist? Belki de sıralaması farklıdır, öncelik laiklikten yanadır?
Öyle midir? 
Ben bu soruların cevabını çok merak ediyorum.
Ben sorsam birisi cevap verse olmaz mı?

 



Sıkışmış Kavanoz Kapağını Nasıl Açıyorsunuz?

zaman: 9/13/2010 0 yorum
Halı kaydırmaz' la tutup zorlanmadan açıyoruz.

Bakınız halı kaydırmaz.......


Macera Küpümüsün Be Adam

zaman: 9/13/2010 2 yorum
Macera küpü nedir bilmiyorum ama abime benzetiyorum.
Her işi bi olaylı, serüvenli, bişey bişeyli.
Bayram tatilimizin yarısı abimin matrak maceralarını dinlemekle geçti.
Süperdi.
Abim hep "Bilmiyorum işte gelip bizi buluyor" diyordu biz de gülüyorduk.
Ta ki bayramın son gününe kadar.
Bayramın son günü Ece kuzumun doğumgünüydü.
Hep beraber dışarı çıkıp pasta, mum ve süslemelerini aldık.
(Alışverişi şuradan yaptık ucuz ve çok hoş şeyler vardı.)
Fakat küçük bi sorun vardı.
Bayram tatili olduğu için Ecenin hiç çocuk misafiri yoktu.
Abim kızı üzülmesin diye çıkıp sokaktan çocuk misafir topladı :)
Neyse parti başladı.
Mumlar üflendi.
Coşku artsın diye birde konfeti patlatalım dedik.
Konfeti patladı 3 saniye herkes dondu sonra millet koptu.
Konfetinin içine doldurulan irili ufaklı süsler misafirleri baştan aşağı kapladı.
Bununla da yetinmedi.
Doğumgünü pastası dahil tüm yiyecek içeceğin içine doldu.
Bir anda ikramlık hiç bişeyimiz kalmamış oldu.
Onları tek tek temizleyerek sokaktan çevirdiğimiz misafirlere ikram etmek zorunda kaldık :)
Ben bütün gece kahkaha atmaktan olaya konsantre olamadım.
Uyumadan önce tüm ev konfetilerden arınana kadar temizlik yapıldı, koltuklara yapışılıp ohh dendi, avizeye dolan konfetiler farkedilip çığlık atıldı...

Yhig

zaman: 9/13/2010 0 yorum
Bugün çok heyecanlıyım.
Aylardır küçücük evime hem sığamıyorum hemde 'üff çok küçüksün' deyip onu kırmamaya çalışıyorum.
Dün oraya buraya sıkıştırdığımız kutularımız için bi çözüm bulduk.
Alaturka tuvaletimizi kapatıp koli banka çevirmeye karar verdik.
Ivır zıvır ne varsa doldurup 50 metrekare alan arttırmayı planlıyorum :)


Dipçik Not:Bayram tatili süperdi.
Euro Floraya mutlaka tekrar gidilecek. 
Mama yapmaya devam.Kendimde aşçı ışığı görüyorum :) 
Lezzet abidesi de olabilirim.Bilemiyorum kararsızım :)

Cuma, Eylül 10, 2010

Bayram Derken?

zaman: 9/10/2010 4 yorum
Burada bayramlar bizimki gibi değil anne.
Kimse sabahın köründe kalkıp telaş etmiyor.
Daha ortalık toplanacak, kahvaltı hazırlanacak, amcanlar gelmek üzeredir, bayrama yetişemedik diye çığlıklar atan yok.
Kalabalıktan ne yediğimi anlamadığım ama tıka basa doyduğum sofralarda yok.
Herkes yemeklerimi beğeniyor, anneninkileri aratmıyorsun diyor.
Ama ben beğenmiyorum.
Hep bişeyi eksik oluyor, sanki anne eli deymiş gibi kokmuyor...
Benim karnım aç değil de içimde başka bi yer aç be anne.
Ne bileyim işte.

Mezarlığa gidip dua etmedik bu bayram.
Kendi çikolatamı da kendim aldım.
Kocam olmasa bayram harçlığımda olmayacaktı.
Allahtan o vardı.
İyi ki vardı.
Bana bayramlık kıyafet aldı biliyomusun.
Ama üstümde bayramlık gibi durmadı.

Belki de anne eli öpülmeliydi bu bayram.

Belki de ben seni düşündüğünden çok daha fazla özledim, sana söyleyemedim...
 

Hep-Yek Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea