Benim annemin anlattığı kısa bi hikaye vardır.
Karı koca arasında bi diyalog geçer ve karısı adama ağzına sıçayım der.
Adam şok olmuş hiddetlenir -sen bana nasıl böyle dersin, ben senin kocanım, ben erkeğim, ben şöyleyim ben böyleyim bilmem ne bi ton laf söyler ve kadının üstüne yürür.
Kadın gayet sakin bi şekilde durur adamın yüzüne bakar ve bana kızamazsın der.
Neden der adam.
Ben sana herif senin ayağına sıçayım dedim ses çıkarmadın, herif ben senin bacağına sıçayım dedim ses çıkarmadın, herif ben senin ağzına tüküreyim dedim ses çıkarmadın..
Şimdi ağzına da sıçarım dediğimde bişey diyemezsin der.Adam durur haklısın der...
Şimdi bu hikayeyi niye anlattım?
İnsanlara taviz verirken ufak bişey olup olmadığına bakmamak lazım.
Olsun yapsın bu benim yakınım dememek lazım.
Bu kuralı da hayatın her alanında uygulamak lazım....
Arkadaşıma (sevgilime, anneme, babama, kız kardeşime...) öyle bi hediye alayım ki hem onu çok sevdiğimi anlasın, hem esprili, hemde kullanışlı olsun diyenlerin adresidir...
Burada neler var?
Buzdolabı magnetleri, çantalar, mumlar,mıknatıslı kitap ayraçları,özel gün kartları, kişiye özel çerçeveler, panolar daha neler neler... (hepsini saymışsın zaten demeyin valla daha saymadıklarım var :)
Ben magnetlerine hasta oldum.Alacaklarımdan bir kaç tanesini seçtim bile.Birincisi bu...
İkincisi bu
Üçüncüsü deee tabiki bu :)
Bir de mumlu kartları var ki hakkaten nasıl bişey olduğunu çok merak ediyorum.
45 dk önce post girerken harbi çok sinirliydim.Kelimeleri söylemiyordum da tükürüyordum sanki.Ama şimdi gayet relaxım.Sağolsun hayat bana herşeyi kafaya takmamayı öğretti.Şimdi o dingil insan için günümü mahfettiğime değer mi yani.
Şuan i love you baby dinleyip oturduğum yerde dansediyorum.
Ayy laavv yuuu beybeeeee :)
Sözlerini ve tercümesini de internetten buldum :)
You're just too good to be true
- Gerçek olmak için fazla güzelsin
Can't take my eyes off you
- Gözlerimi senden alamıyorum
You'd be like heaven to touch
- Sana dokunmak cennete dokunmak gibi
I wanna hold you so much
- Sana sarılmayı öyle çok istiyorum ki
At long last love has arrived, and I thank God I'm alive
- Sonunda aşk geldi, ve Sükür Tanrı'ya hayattayım
You're just too good to be true
- Gerçek olmak için çok fazla güzelsin
Can't take my eyes off you
- Gözlerimi senden alamıyorum
Pardon the way that I stare
- Bakakalmamı affet
There's nothing else to compare
- Seni kıyaslayacabilecek başka hiç bir şey yok
The sight of you leaves me weak
- Sana bakmak beni zayıf düşürüyor
There are no words left to speak
- Söyleyecek başka bir şey yok
But if you feel like I feel
- Ama eğer benim hissettiğim gibi hissediyorsan
Please let me know that it's real
- Lütfen öyle olduğunu bildir bana
You're just too good to be true
- Gerçek olmak için fazla güzelsin
Can't take my eyes off you
- Gözlerimi senden alamıyorum
I love you baby
- Seni seviyorum bebeğim
And if it's quite all right
- Ve eğer bu uygunsa
I need you baby, to warm my lonely night
- Sana ihtiyacım var bebeğim, yalnız gecemi ısıtmak için
I love you baby
- Seni seviyorum bebeğim
Trust in me when I say
- Bunu söylerken bana inan
Oh, pretty baby
- Oh, tatlı bebeğim
Don't bring me down
- Beni yıkma
I pray, oh pretty baby
- Dua ediyorum, oh tatlı bebeğim
Now that I found you, stay and let me love you
- Şimdi seni buldum ya kal ve seni sevmeme izin ver
Dip Olmayan Not:Aslında ben başlığın küfür versiyonunu seviyorum ama hala dilimi tutmayı becerebildiğim için kibarlaştırdım...
Ben müşteri hizmetleri temsilcisi falan değilim.
Halkla ilişkiler uzmanı değilim.
Danışma yada danışman değilim.
Buna rağmen durmadan insanlara laf anlatmak zorundayım.Bu öyle sıkıcı bişey ki öyle böyle değil.
Hayatımda olmaması gerekirken olan insanlar var ve bunun kontrolü elimde değil.
Durum böyle olunca ne yapıyorum? Bu insanlara ağzıma geleni sayıyorum.
Onlar ne yapıyo? Hiç :S
Allahım sapıtıcam.
Eşşek kadar adamlara herşeyi söylüyorum (Tabi küfür falan etmeden) Ama hiç tınlamıyorlar.
Üstümü başımı parçalamak istiyorum.
Her seferinde -bunu da yaparsam kesin alınır, hatasının farkına varır falan deyip ibreyi yükseltiyorum ama yok.
Adam bildiğin MAL.
Bu aralar ilkokul arkadaşını bulmak pek moda hatta demode olmaya bile başlayacak kadar moda.
Ben hep merak ederdim bu ilkokul arkadaşını bulanlar ne yapıyo diye sonunda bende milli oldum :)
Ama şey yani ben facebooktan bulmadım.
Hacı hacıyı mekkede deli deliyi dakkada bulurmuş, ben çantacıda buldum :)
Arkadaşımın adı Nevra.Dolayısıyla çok bulunan bi isim değil.Ayakkabıcıda bi kadın grubu var gruptan Nevra nerde, çağırsana onu bana,bak Nevrayı soruyorlar diye sesler geliyor.Gayrı ihtiyari dikkatimi çekti.Bi anda bi çantaya bi kadınlara bakar oldum.Olabilir mi falan derken orta yaşlı bi kadın farkettim evet bu Nevranın annesiydi, görünce hatırladım.Sonra daha çok bakmaya başladım garip bi merakla arkadaşımı arıyordum.Biraz sonra gruptan nerdesin sen, Nevra bak Ata mızmızlanıyor,aaa Ata bu mu falan diye sesler yükseldi.
Dönüp baktığımda onu gördüm.Kucağında 7-8 bir aylık bebek vardı.Ata, annem bak seni soruyorlar görüyormusun diyor başını okşuyordu.
İlkokulda olduğu gibi zayıf ve uzun boyluydu.Demek evlenmişte birde çocuk doğurmuştu.Aklımda nazlı nazlı ağladığı bi kare kalmış.Halbuki en yakın arkadaşımdı öyle çok anımız olmalıydı ki...
O zaman ki gibi masum bakmıyordu.
Garip oldum, çanta almaktan vazgeçip dükkandan çıktım...
Ben yine bişey yaptım ama bu sefer hınzırca olmadı iyi bişey oldu.Çok istiyodum ama söyleyemiyordum.
Ne yaptım? Ayciyla röportaj yaptım.Röportajın ayrıntıları fotograf çekmecesinde.
Bu işten öyle zevk aldım ki.Röportajı kaç kere okudum bilmiyorum o kadar diyim yani.
Çok mutlu olunca içimden zıplamak geliyor bugünde öyle oldum :)
Ne diyeceğimi bilemiyorum onun yerine zıplamak istiyorum.
Bide artık babam evlenmeme izin versin fotograflarımızı da ayci çeksin istiyorum.
Aycida isterse tabi :) sonra bana soran yok diye çemkirebilir :P
Unutmadan sana çok çok çok teşekkür ederim.Herşey için ;)
Burdan ismi hiç lazım olmayan birine seslenmek istiyorum.
Sen nankörün tekisin
İnsanların senin için yaptıkları fedakarlığın yüzde birini bile anlamayan üstelikte haketmeyen bir salaksın.
Mütevazi tavrının altında aç gözlü bi yaratık, yan bakışında da sen konuş ben bildiğimi okurum manası var.
iki yüzlülüğünün farkındayım.
Suskunluğum asaletimdendir.
Kısaca: Sinir oluyorum sana.Yaptıklarını anlamıyorum sanma...
Uzun zamandır burnum iş yavaşlatma eylemi yapıyordu o yüzden haftalardır bir parfüm beğenemedim gitti.Ordan burdan deodorantlarla idare edip duruyordum.Bu gidişe bir dur demenin zamanı gelmişti ve flormar sayesinde bunu başardım.Şurda bahsettiğim pakette yeni parfümlerinin testerlarıda vardı içlerinden soul isimli kokuyu beğendim ve bugün gidip aldım.Bunda durmadan -abla parfümeriye gidelim koku şuan bitiyormuş gibi hissediyorum çok beğendim. diyen esmer şeyisi arkadaşımın payı büyük oldu.Kabaca söylemek gerekirse beynimi yedi.Sonra gittik aldık işte o heart aldı bende şunu....
Makinası olan fotograf çekiyo kardeşim.Devlet benim gibilerin fotograf çekmesini yasaklamalı diye düşünüyorum :)
PS:Blogum gittikçe tuhaflaşıyor gibi görünsede asıl tuhaflaşan benim onun suçu yoktur bu da böyle biline...
Bugün aycinin blogunda bi kampanya okudum.Belki çok fazla kişiye ulaşamam ama denemeye değer diye düşündüm.Çünkü kampanya sahibi de benim gibi umut etmekle başlamış işe.
Kısa ve öz hikaye şöyle:
Bigün oturdum ve istediğim Canon’a ulaşabilmek için neler yapabileceğimi gözden geçirdim. Yıllardır hayal ettiğim fotoğrafları çekebilmemi sağlayacak makine için 2010’a kadar bu parayı toparlamam mümkün mü? Hayır! Ama belki bu iş için beni destekleyen 2010 kişi bulabilirim. Evet, bunu yapabilirim…
Kampanya bloguna ulaşmak için bu linki, destek olanları görmek içinse şu linki kullanabilirsiniz...
Ben bu kampanyadan çok etkilendim.Umarım Canon'da etkilenir :)
Yukarıdaki makyaj malzemeleri flormarın bloggerlara destek kampanyası dolayısıyla bana gönderdikleri hediyeleri.Paketi alınca ne kadar mutlu oldum anlatamam.
Flormarın kalitesini zaten biliyordum ama yeni ürünlerini takip etmemiştim.Şuan tüm kalbimle yazık ettiğimi düşünüyorum.Nedense aklımda pahalı bi marka gibi kalmış ve bende cimri olduğumdan uzak kaçmışım. :)
Bugün ürünler elime geçtiğinde onları denedim ve bundan daha dandik markalara yatırdığım paraları düşündüm.Kendime bir kez daha hayret ettim.
Şimdi tek tek ve objektif olarak deneyimlerimi aktarıyorum.
Önce baş parmağıma ojeyi sürdüm.
Şişede biraz koyu duruyordu ama tırnağıma sürünce renginin tam benlik olduğuna karar verdim.
Tırnağıma plastik yapıştırmış gibi durmayan doğal bi görünüm verdi.
(Merak edenler için oje supershine serisi 18 numara)
Sonra Supershine Lip Gloss'u denedim.Dudaklarım zaten güzeldir ama bu lip glossla gerçekten harika oldular.O kadar dolgun bi görünüm veriyorki bence ince dudaklılar özellikle denemeliler.Ayrıca dudaklarımdaki simli parlaklık görülmeye değerdi.Açık söylemek gerekirse hemen gidip bunun kırmızısını almayı düşünüyorum.Kurban bayramında kırmızı ojelerimle süper olacak :)
Sırada yine supershine serisinden olan 501 numara rujum var.
Aslında rengi benim kullanmaya alışık olduğum tarzda değil ama dudakta mat çok hoş bir duruşu var ve bu rujun gözüme girmesine yetti de arttı.Lip glosstaki gibi dolgunluk vermesi de cabası oldu.
Not:Bu işi acayip ciddiye aldım.Eğer hediyelerden dolayı reklam yapmaya çalışsaydım kesinlikle konuyu bu kadar yaymazdım.Flormara bu jestlerinden dolayı özellikle teşekkür ediyorum.
Bugünlerde ben bi neşeliyim bi neşeliyim hayırdır inşallah.
Küçücük şeylerden mutlu olmayı becerebilmeye başladım yeniden.
İçimde uzun bi kışın ardından bahara kavuşmuşum gibi bi heyecan var.
Sevgi pıtırcığı gibi ortalıkta dolaşıyorum.
Uykularım bile düzene girdi.Hatta uykuya doymuyorum artık.
Bir de hergün rüya görüyorum.Hergün rüya görmek normal mi bilmiyorum.ama elimde değil zaten.
Herkes rüyama giriyor.
Bazen rüyamda gördüklerime oturup ağlıyorum.
Ama napim rüyamda bile Eceyi özlüyorum.
Bugünlerde ben;
Bolca gülümsüyorum.
Uzun saçlarıma alıştığımı farkediyorum.
Kendimi bi rüyada gibi hissediyorum bunun bi kabusa dönüşmemesi için dua edip duruyorum.
Ara ara üşüyorum.
Evet diyorum herşeye ve en çok istediğim şeye.
Ne kadar yapmamak için kendimi sıksamda hayal kuruyorum.
Şurdaki şarkıları dinliyorum ve şiddetle tavsiye diyorum...