Cumartesi, Ağustos 29, 2009

Sikayetciyim!

zaman: 8/29/2009 2 yorum
Geçenlerde düşündüm benim bıkıp usanmadan yapacağım yada yapmasam mı diye düşünmeden yapacağım meslek ne olurdu diye ve buldum.
Hem de uzun uzun düşünmeden buldum.
Hergün yaptığım yapmak istemesem de yaptığım aslında bunu bir yük olarak görmeyince bayağı da komik bularak yaptığım şey şikayet etmektir.
Mesela bi markete giderim reyonların yeri değişmiştir, su şişesi bulmak için dört dönmüşümdür, sinir olmuşumdur çünkü su kolayca bulunması gereken bişeydir ben fazla düşünmem hemen şikayet ederim.Durumun vehametine göre reyon görevlisine olmadı halkla ilişkiler kişisine hatta mağaza müdürüne bile çıkabilirim.
Çünkü şikayet edilmediği zaman 'işler yolunda' anlamı çıkar.
Bizim millet tebrik etmeyi pek sevmediği için görevliler hemen şikayetlere bakar.
Şikayet yoksa olmuş varsa olmamıştır.
Bu kadar basit yani.
Bi de ben anlamıyorum.
Salak falan değilim ama bi çok şeyi anlamıyorum işte.
Yani bişey oluyo doğal olarak sebebini bilmek istiyorum ama mantığını yakalayamıyorum anlayamıyorum.
Da vincinin sırrı gibi bu böyleyse bu böyledir bu böyle olmadıysa böyle olmuştur diye teoriler üretiyorum e haliyle de bu kadar kafa patlatıp anlayamayınca sinir oluyorum.
Sonra başlıyorum şikayet etmeye...
Yani tek derdim marketin reyonları değil, etrafımdaki düşüncesiz kişilerin yerine de düşünüyorum ben...
Neyse işte ben yine şikayet ediyorum  annem babam  üüfff sende hiç bişeyi beğenmiyosun diyo.
Bende diyorum ki olabilir bu çok normal çünkü ben kendimi de beğenmiyorum.
Etrafını bu kadar eleştiren insan eşşek değilse kendini de en az başkaları kadar eleştirir.
Ben eşşek olmadığıma göre cümleyi bitirmenin de alemi yok.

Babaaaaaaa

zaman: 8/29/2009 0 yorum

Saat 18:30 da annem İstanbula gidiyor.Giden ben olmalıydım ama gidemedim.Çünkü babam izin vermiyo.
Hani babalar kızlarını çok severlerdi.Kandırdı bu millet beni yaa...
Aslında bizde kanka gibiydik.Ne oldu bize.
Şuan kendimi kankası sandığı kişi tarafından aldatılmış biri gibi hissediyorum.
Yüzüme gülüp arkamdan iş çevirmemiş olabilirsin hatta sana yalan söyleyen ben olabilirim ama yine de sen suçlusun baba!
Dostluk başka ticaret başka gibi bişey oldu.
Çok kötü bişey oldu.
Dün düşündüm de babam beni hakkaten seviyo ama çok üzüyo yaa.

Bu yazıyı 13 Ağustosta hazırlamıştım ama yayınlamadım.Canım öyle çok sıkılıyordu ki sanki hiç bir cümle içimdekileri anlatamıyordu. Şimdi sakin kafayla düşünüyorum da çok doğru yazmışım.
Hatta az bile yazmışım.
Şimdi sana neler söylemek isterdim bi bilsen baba...
Ooff yani ooff...

Perşembe, Ağustos 27, 2009

Ey Aşk Ne Zaman Geliyorsun

zaman: 8/27/2009 3 yorum
Bu şarkıyı bilen, bulan, indiren, benimde dinlememi isteyen herkesten yardım bekliyorum.Kendisi ey aşk nerdesin dizisinin müziğidir...
Sözlerinde şöyle bişeyler var:
Sen hiç hatırlamasan aklıma gelmezki
Karanlık gecede yalnız değilsinki
Ey aşk ne zaman geliyorsun
Kapımı ne zaman çalıyorsun

BULDUM
Hala bulamayanlar varsa buradan indirebilirler.(Diziden alındığı için biraz ses var ama rahatsız etmiyor)

Salı, Ağustos 25, 2009

Yeni Turk Filmleri

zaman: 8/25/2009 0 yorum
Oldum olası sinema hastasıyım.
Gerçi üniversite hayatım haricinde doya doya izleyemedim ama olsun.
Her hafta gösterimdeki filmler değişir değişmez gider en beğendiğimiz filmi izlerdik.
Zaten diğerleri güzel değil boşver onlara da gelmeyelim diye mırın kırın eder ama evde bir iki gece boş boş geçince şu diğeri de fena değil gibi der dayanamaz ona da giderdik.
Durumun vehametine göre en beğenmediğimiz filmi izlediğimiz zamanlarda olmuştur.
(Konuda geçen biZlerdeki zzz ev arkadaşım-kankim  Çiğdemden başkası değildir.)
Biz bu Çitosla hep 9:45 seansına giderdik.2 saat film izler sonrada yakındaki bi ciğerci de alırdık soluğu.
Gece gece ciğer yemenin tadı da başkadır yani.Belkide benim sevdiğim sinema değil ciğerdi :P

Neyse işte bugün mynete bakarkene yeni Türk filmlerinin havadisini gördüm.
İnşalllaaahhh doğru düzgün zamanlarda gösterime girerler de bende gidip rahat rahat izlerim.
Bu sene kim film yapmamış ki.
Hemen bi liste yapalım...
Eyvah Eyvah
7 Kocalı Hürmüz
Neşeli Hayat
Kanal-i-zasyon
Recep İvedik 3

Çıngıraklı Top
11'e 10 kala
Kıskanmak
Ejder Kapanı
Karanlıktakiler
İki Dil Bir Bavul
Gecenin Kanatları

Nasıl bi liste ama.Üstelik ne kadar aktör aktrist varsa hepsi de sahne de.Uğur Yücel, Gülse Birsel,Nejat İşler,Kenan İmirzalıoğlu,Berrak Tüzünataç,Nurgül Yeşilçay...
Ayyhh acayip heveslendim.İnşallah kurban bayramını falan beklemezler.

Pazartesi, Ağustos 24, 2009

Ben naaapptım biliyomusuuuunnnn?

zaman: 8/24/2009 0 yorum
Bu cümleyi çok sık kullanırım.
Anlamı şudur:Senin de çok sevineceğin bişeyi sana çaktırmadan becerdim...
Bunu yazmak için tam 3 gün bekledim.Çünkü zamana ihtiyacım vardı.
Doğrusu kendime güvenim yoktu.Şimdilik beklediğimden daha kolay geçiyor (çok şükür).
Bende bunun rahatlığıyla sorumu soruyorum...

Ben naaapptım biliyomusuuuunnnn?


Sigarayı bıraktım efem.


Aslında sigarayı bırakmak için çok sebep bulunabilir.
Hatta çoğu insan sebep aramaz sağlığım der keser atar.Ben öyle yapmadım.Yani sağlığımı hiç düşünmedim.
Nasıl söylesem...
Defalarca izlediğim halde hiç bişey anlamadığım bir türk filmi der ki sevgi emektir.
Duruma bakılırsa bişeyler anlamışım aslında.
Ben sigarayı bırakmak suretiyle emek veriyorum sevgime.
Daha önce de diyet yapmak suretiyle emek vermiştim...
Aç kalmak insanı mutlu eder mi? Beni ediyor işte...


Konuya devam etmek canımı sıkacağı için burada kesiyorum.
Kesmeden önce de bloguma giren çıkanı uyarıyorum.
Burada sigara içmek tehlikeli ve yasaktır.
Kusura bakmayın ama bunu sağlığınızı düşündüğüm için yapmıyorun.Canım çeker falan uğraşamam yani...

Perşembe, Ağustos 20, 2009

TSP (+18 Fıkra)

zaman: 8/20/2009 0 yorum
Temel iş için Paris'e gidiyor. İşlerini bitirip akşam uçagı ile dönmek istiyor.
Ama aksilik işte kaçırıyor uçağı.
Mecburen lüks bir otelin yolunu tutuyor. 150 Euro geceliği olan odada sabahlıyor.
Sabah erkenden resepsiyona uğrayıp çıkışını yapacak
 Bir bakıyor fatura 400 Euro olmuş.
 - Ne bu şimdi? diye soruyor.
 - Efendim servis ücretleri 100 Euro TKP ve 150 Euro HKP toplam 250 Euro, artı 150 Euro oda ücretiyle beraber 400 Euro.
- Neymiş bu TKP?
- Tenis Kortu Parası.
- İyi de ben kullanmadım ki.
- Kullansaydınız efendim. Tam 6 tane nizami tenis kortumuz var, sizler için...
- Ayrıca HKP de Havuz Kullanım Parası oluyor. Umarım severek kullanmışsınızdır. Tam 3 havuzumuz var, bunlardan 2 adeti de tam olimpik.
- Yahu ben havuz mavuz kullanmadım ki.
- Kullansaydınız efendim, hata ettiniz.
Temel bir kağıt ister ve 'TSP 500 Euro' yazar.
- Buyrun sayın resepsiyon bu hesaba göre bana 100 Euro borçlusunuz. Lütfen ödeyin borcunuzu ve acilen vedalaşalım.
- Affedersiniz, nedir bu TSP?
- Canım TSP, Temeli S..me Parası oluyor.
- Aman efendim, rica ederim. Hiç öyle şey olur mu?
Yapar mıyız biz hiç öyle birşey müşterilerimize.
- Yapsaydınız efendim. Kaldı ki tüm gece de müsaittim yani.

PS:Uyuz arkadaşımın biri mail atmış bana.Hoşuma gitti...

Çarşamba, Ağustos 19, 2009

Kotuyum Ben Kotuyuumm

zaman: 8/19/2009 2 yorum
Kötü bi insan olmak yada kötü bişeyler yapmak insana bu kadar mı zevk verir yaa.
Yengeme çok fena sinir oluyorum.
Lafı uzatmanın alemi yok.Bugün yine beni sinir edecek bişey yaptı.Napsam napsam diye düşünürken abimin telefonundaki duvar kağıdında onun sıfatını gördüm.Ama artık göremiyorum çünkü artık orada hayvan resimleri dönüyor :))
Hem kötü hem mutluyum ayrıcaaaa kendimle gurur duyuyorum...

Pazar, Ağustos 16, 2009

Kuş Olmalıydım

zaman: 8/16/2009 2 yorum
Bugün kuş olasım var.Dünde balık olmak istiyodum.Hayvan olcam sonunda kafaya koydum.
Çünkü insanlıktan pek bi hayır gördüğüm söylenemez.
Zor bi gün, bitmez gibi geliyor.Bitecek biliyorum.Bi gün silikleşecek şuanki üzüntüm.Hiç yaşamamışım gibi olacak.
Sonra bigün öldüğümde bedenim ufalanıp toprağa karıştığında ben bir çiçekte tekrar hayat bulduğumda bu çiçek kaktüsten başka bişey olmayacak.Koklayıpta mutlu olmasın insanlar.
İsyanım var üleeyynn :)

Cumartesi, Ağustos 15, 2009

Ben Buldum Ben buldum.

zaman: 8/15/2009 2 yorum

Kesin bunu okuduğunda kıçıyla gülecek birileri çıkacak.En iyi ihtimalle 3-5 gün sonra aklıma yeni bir fikir geldiğinde ben bunu yapacam...
Şimdi efenim çalıştığım yer küçük olduğu için  santral telefon falan kullanmıyoruz.Yani tlf hafızası gibi bi durumumuz yok ve sanki ben zeka küpüymüşüm gibi bütün telefon numaralarını falan kartvizitte olabilecek herşeyi bana soruyorlar.Aslında bunu kartvizitlik benim masamda olduğu için yapıyorlar ama ben her seferinde ezbere bilmem gerekiyormuş moduna giriyorum.Doğal olarak o kadar şeyi aklımda tutamayınca da "benim hafızam zayııfff... ben hiç bişeyi aklımda tutamıyorum ühühühüüüü" moduna giriyorum.Niye yapıyosam.
Fihrist olayından da daral geldi aç-kapa aç-kapa.Zaten tembellik ruhuma işlemiş.

Kendime bi tane blog açtım.Güzel bi etiketleme sistemi yaptım.Sektörüne göre, cep-sabit durumuna göre falan her ayrıntıyı düşündüm.Sonra blogu sadece benim okuyabileceğim şekilde ayarladım.
Oohh ruhum huzur buldu valla.

Çarşamba, Ağustos 12, 2009

Migrostaki Superfresh Rezaleti

zaman: 8/12/2009 4 yorum
İki gün önce başıma gelen olay hala şuan olmuş gibi sinirimi bozuyor.Kendimi öyle enayi salak falan hissettim ki anlatamam.Resmen kazıklandım yaa.Kazıklanmak derken mesele fiyat değil yanlış anlaşılmasın.
Geçen gün markette gezerken  ton balığı alayım dedim.Bi tanesi gözüme çarptı aldım çıktım.
Her zaman da dikkatli bi insan olduğumu söyler kendimle övünürüm.ooff oooff...
Aldığım ton balığının üstünde boydan boya bi TON BALIĞI yazısı var.Üstünde mısırla zeytinle falan süslenmiş bi ton balığı resmi var.
Bakınız şekil 1-a

Şimdi bunu alıyosunuz içini açıyosunuz.
İçinden bolca bezelyeli mısırlı, biraz zeytinli ve TON BALIKlı bi karışım çıkıyo.Şok içinde paketi evirip çevirirken arkasında küçük bi TON BALIĞI SALATASI yazısı görüyorsunuz.
Çok pis sinir oluyorsunuz...
Siz sinir harbiyle başetmeye çalışırken bu sefer de anneniz başılıyo "aaa resmini koymuşlar  işte, sen dikkat etmemişsin, dalgınlığına gelmiş hiç şikayet etme" diye...
Çıldırıyorsunuz...
"Ya anne bütün reklamlarda ürünleri güzel kızlar ellerinde sunar ama kızları hediye etmezler demi amaaaa
Neyse sonra bari balıklarını tırtıklayayım diyorsunuz.
Dediğinize diyeceğinize pişman oluyorsunuz.Bi ton balığı ancak böyle ziyan edilebilir ancak bu kadar iğrençleştirilebilir yani...
Şimdi bunu nereye kime şikayet etsem başımı nerelere vursam diye düşünüp duruyorum.
Teknik olarak arkasında salata yazısı olduğu için şikayet hakkımın olmadını düşünüyorum ama çok sinir oluyorum.İnternette olmadık maillleri 100 kişiye gönderen gruplar bu yazıyı da 100 kişiye göndersin hatta direk şirket yöneticilerine SEN NE MAL Bİ HERİFSİN YAA diye seslensinler istiyorum.Google da superfresh  arandığında rezalet yazısı çıksın istiyorum.
Mal 3 lira yaşadığım hayal kırıklığı paha biçilmez...

(Migroson burdaki tek suçu bu ürünü kataloglarına koymuş olmalarıdır.Onlarada gıcık oldum)

Cumartesi, Ağustos 08, 2009

08/08/2008 Geyiği

zaman: 8/08/2009 0 yorum
-İnci bugün 08/08/2009  herkeşler evlenme yıldönümü kutluyordur şimdi.Sevgililer günü gibi bişiy yani.
-Abla bu senede 09/09/2009  var ama ramazana geliyo olmaz.
-Neden olmasın?
-Abla millet oruç nasıl düğün yapsınlar?
-Kızım düğün yapmak orucu bozmaz merak etme...
:)

Kadınlar Çıldırmış Olmalı

zaman: 8/08/2009 9 yorum
Bugünlerde kadınlarda  bir geri dönüşüm çılgınlığı var.
Ay kekim kurumuştu turşusunu kurdum, bluzüm çekmiş don yaptım, farı bol buldum biippp(arap yağı bol bulunca biipp...)
Noluyo bize yaa nereye dönsem bişeyler yapılıyor.Neden atamıyoruz eskileri.Gıcık olmaya başladım.Bende zaten kronik bi atamama durumu var bunları da görünce aman hiç bişeyi atmayayım diyorum.Gün gelir bunu da değerlendirecek bi fikir üretirler nasıl olsa :S
Bugün birinin kırık farlarını toparladığını okudum.Her defasında tekrar tekrar yuh diyorum.
Tamam yep yeni allığım farım kırılınca bende çok üzülüyorum ama bu hiç aklıma gelmemişti.
İşin komik yanı benim okul yıllarımda çeyizlerdeki oklava kılıflarıyla çaydanlık örtüleriyle falan deli gibi dalga geçilirdi.Şimdi elmadanlıklar moda :) Bakınız Derya Baykal...

Bunları düşünürken dedim ki blog dünyasında geri dönüşüm yapmayan bi ayci kaldı galiba.Tam kafamı hayretle sallıyordum ki içimdeki ses konuştu:
-Amaaaann o da resimleri kesip birbirine yapıştırıyo.Bu da bi çeşit geri dönüşüm sayılır.

Ps:
 -Niye herşey Türkçeyken bu ps yi kullanıyorum bilmiyorum.
-Ayciya kafayı fena taktım galiba.Görende duvar komşusuyum sanacak.
-Ey kadın milleti bu geri dönüşüm işine bi son vermezseniz bizim ev çöp ev olacak.
-Eskileri atın ki daha çok alışveriş yapabilesiniz...

Cuma, Ağustos 07, 2009

Sorunluyum

zaman: 8/07/2009 3 yorum
Bugün kendime dert edecek bişeyler arayıp duruyorum.Bunu neden yaptığımla ilgili en ufak bi fikrim yok.Kah geleceğime üzülüyorum kah babam bana muhabbet kuşu söz vermişti almamıştı diyorum.Zaten istediğim kadar hızlı kilo veremiyorum, saçım da beğendiğim renk değil.Fotofrag makinamın parçası bulunmuyomuş muuşş...Sıyırmak üzereyim.
Sanırım içimde boşaltamadığım yoğun bi enerji var ve onu fışkırtacak yer bulamadığım için beni boğuyor.Böyle değişik bişey yapmak istiyorum.Mesela temizlik :)
Benim için değişik bişey valla.
Dolaplarımı döksem eşyaların yerini değiştirsem sonra toz falan alırım yazıktır onların da yeri değişsin :P
Bi de bugün alışveriş isteği duyuyorum.Gördüğüm herşeye para verebilirim.Aslında tatilden döndüğümden beri kıyafetim herşeyim var diye vitrinlere bile bakmıyodum ama bugün benimkiler geldi ya kıyafetimde kalmamış hayret :S

Salı, Ağustos 04, 2009

Bolahenk Zamanı

zaman: 8/04/2009 0 yorum
Yaptıkları dizi müzikleri hepimizin dilinde olmasına rağmen ismi pek bilinmeyen bi gruptan söz edicem.BOLAHENK.
Zaten bende eşref saati dizisinden sonra keşfettim.Tutamadım ellerinden süper bi parçaydı bence.Orjinali nedir ne değildir derken buldum.Sonra baktım ki oo benim sevdiğim bi sürü şarkı da onlardan çıkmış. Gökhan Tümkaya' yı biliyodum diğer grup üyeleri de Nadir Göktürk, Deniz Bayrak, ve Erkan Gürermiş.

Bugün tekrar bolahenk krizim tutmuştu.Bu seferde baktım ki dizi film müziklerini bi albümde toplamışlar.
Bi köşeye atayım da dursun dedim.
(Dışarda bi yerde dinlemek isteyince kolay oluyor :) )












MusicPlaylistRingtones

Pazartesi, Ağustos 03, 2009

Ayın Elemanı

zaman: 8/03/2009 0 yorum
Yaz aylarında stajyerlerden dolayı işyerimizin  nüfusu 2 katına çıkıyor.
Ben de bu sayede bir sürü insan tipiyle karşılaşmış, yakınlaşmış, karışmış ve de  kaynaşmış oluyorum.
Neler gördüm neler...
Misal hiç otlakçı arkadaşım olmamıştı,Oldu.
Cinsel hayatını noktasına virgülüne kadar anlatanı oldu.
Kankam gibi olup ta aslında kankam olmayanı oldu.
Kendini bulunmaz bursa kumaşı sanıp 'sizi ... için tercih ettim' diyeni oldu.(Buna da çok gıcık olmuştum ama mevzu bu değil)
vesaire vesaire...
Çoğuna da gıcık oldum doğrusu ama şuan elimin altında bi tane var ki ömre bedel.
Bu adam ne işe yarar, ne yapar  hergün düşünüyorum ben hala bulabilmiş değilim.
Önceleri sinirleniyodum şimdi şoka giriyorum bu kadar rahat olunur mu diye.

Kendisi daha 20 yaşına girmemiş ama ağır tiryaki.
Tiryakiliği sadece sigara da değil.
Arkadaş telefonla mesajlaşma tiryakisi, tuvalet tiryakisi artı olarak sigara tiryakisi.

Yani traji komik dedikleri böyle bişey olsa gerek.
Kısır döngü şöyle başlıyo.
Adam geliyo biraz ortalık bi yerde oturuyo herkes onu görsün diye.Sonra çaktırmadan dışarı çıkıyo.Hani büroda sigara yasak ya.Gidiyo içiyo minimum 20 dk ama genellikle yarım saatten az olmuyo bu süre.Sonra işyerinden birinin telefonuna cevapsız çağrı geliyo.Bana kapıyı aç manasında bi dürtükleme.Kalkıp açıyolar kapıdan girdiği gibi tuvalate gidiyo.Bizim çocuklar alışmışlar artık, içlerinden  biri rekor kırar ümidiyle hemen dakika tutuyor.Bi o kadar da tuvalette kalıyo arkadaş.Bir rivayete göre tuvalette kalış süresi rekoru 40 dk imiş.Tuvaletiniz geldiyse bittiniz yani.Orası o adamın makamı yapacak bişey yok.Neyse geliyo ortalıkta görünüyo bir kaç dakika.Ve o göründüğü süre ona nasıl bir güç veriyorsa artık 'nasıl olsa iş yaptım sorun yok' diye düşünüp bu seferde etrafa emir yağdırmaya başlıyo.
İçimden bağırmak onu boğmak geliyo ama hangi yaptığına bağırsam diye karar veremiyorum.
Geçen pazartesi  işe gelmedi mesela.Ondan önceki pazartesi de gelmemişti.
İlkinde sormayım da utansın bari, mahçup hissetsin kendini dedim.Arkadaş tınlamadı.
Bu sefer acayip gaza gelmiştim.
Pazartesileri senin izin günün galiba dedim.Cevap vermedi.
Nerdeydin dedim.Ablam doğum yaptı dedi.
Hıımm dedim.
Bilen bilir bizim buralarda kızın  abisi, erkek kardeşi, babası falan bu durumlarda biraz toz olur etrafta çok dolaşmaz.
Ama bu arkadaş bizim buralardan olmadığı için akşama kadar ablasının peşinde koşturmuş sanırsam.O çok sevgili telefonu da nedense kapalıydı.
O gün şeytan beni dürtmüştü sanırım, tam katil olacak kıvamdaydım.
Gözümün içine baka baka yalan söylediğini düşündüm ve daha çok sıkıştırmaya karar verdim.
Geçen pazartesi ne oldu dedim.Hatırlamıyorum dedi.
Allah biliyor ya ben o an katil olmadığıma göre bi daha da kolay kolay olmam diye düşünüyorum.
Bi kartvizit çıkardım üstündeki büro telefonunu çerçeve içine aldım ve başka bi elemana uzatıp şunu arkadaşa verin buranın bi telefonu olduğunu hatırlasın dedim.
Aslında daha söylenecek çok şey vardı.Hatta ona yumruk atmak isterdim.Sonra düşündüm de onu muhattap aldığıma deymezdi.
Beni hanımefendi çizgimden kaydırmasına izin vermedim.
Şimdi benim verdiğim son şansını kullanıyor ve o bunu bilmiyor.Eğer bir kere daha çizgisini aşarsa Allah yarattı demeden ağzıma geleni, yaptığı tüm saygısızlıkları yüzüne söylemeyi düşünüyorum.

Oy Ben Şimdi Sevindim Kii

zaman: 8/03/2009 0 yorum
Allahım herkes ilkokul ortaokul arkadaşını bulur.Ben dibimdekileri buluyorum.
Ama insan dibindekileri bulunca çok seviniyormuş yaa.
Facebook en sevdiğim özelliği arkadaşlık isteğini kabul edince;
.....'nın arkadaşı oldun demesi  :)  (Cümle tam olarak bu muydu bilmiyorum ama çok güzel bişeydi.)
Resmileşmiş oluyor herşey.
Yarın öbürgün "hayır olmamıştım" diyemez.İspatı var :)

İçimde bi anda oluşan duygudan çıkardığım dersler:
1-Onu dibimde gibi hissediyormuşum bu çok hoşuma gitti.
2-Facebook bana .... nin arkadaşı oldun dedi.Bis arkadaşıs artık.Önceden neydik bilmiyorum belki de tanışmıyorduk :P
3-Aklıma ilk gelen şeylerden biri de "Allah sevindireceği kulunun eşşeğini kaybettirir sonra geri buldururmuş sözü" oldu.Önce bu söz uydu mu ki dedim sonra bu sözü hemen unutmalıyım yoksa bu sefer hakkaten ayıp olabilir diye ekledim ve artık hatırlamıyorum...

Ps:Eminim o kendini bilmiyordur ve merakından çatlar :)

Cumartesi, Ağustos 01, 2009

Bir sanatci sec sorulara onun sarkilariyla cevap ver.Mim!

zaman: 8/01/2009 2 yorum
Efenim şimdi olmayan ingilizcem le bir mim cevaplayacam.Olabildiğince kısa öz bişekilde geçmeyi planlıyorum.
Bu işi başıma açan Ayci ya teşekkür ediyor.Ayrıntılar için ona yönlendiriyorum merak edenler baksın...


Pick Your Artist:
Serdar Ortaç

Male or Female:
Padişah

Describe yourself:
Terelelli

How do you feel?
Acıları bitiremedim

Describe where you currently live:
Dertli dünya

If you could go anywhere, where would you go:
Okyanus

Your favourite form of transportation:
Taşıma su

Your best friend (is):
İsmi lazım değil :)

What's the weather like:
Yaz yağmuru

Favorite time of day:
Temmuz akşamı

If your life were a TV show, what would it be called:
Rezalet :)

What's life to you:
Savaş ve barış

Your fear:
Bıçak

What's best advice you have to give:
Sakın arama

Thought for the day:
İçmeli

How i would like to die:
Adam gibi

My soul's present condition:
Özledim aşkını

My motto:
Sabret

Hiç fena olmadı sanki yaa.Biraz da ingilizcem olsaymış süper bişey olacakmış sanki...
Diyorum ki bende mimi süntere atayım yabancıya gitmesin :)
 

Hep-Yek Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea