Perşembe, Aralık 31, 2009

2009 gitsin de arkasindan konuscam

zaman: 12/31/2009 0 yorum
Şimdi yüzüne karşı 2009 u çekiştirmek olmaz.
2009 gidip 2010 gelince arkasından dedikodu yapmaya karar verdim :)


2010 senden çok umutluyum haberin olsun ;)

Transtayim

zaman: 12/31/2009 5 yorum
Tüm gücümle Milli Piyangoya odaklandım.
The Secret felsefesine göre inanırsam olur.
İnanırsam olacakmış bile demiyroum o kadar konsantreyim yani...
Geçen sene çok inanmadığımı farzederek bu sene çok pis odaklandım.
Yalnız tutar konusunda kararsız olduğum için ödülümün amorti olma ihtimali de var ama sorun değil.
Önemli olan katılmak :P
Bide şimdi para istiyor olmam sağlık mutluluk falan istemediğim anlamına gelmez.
Sadece onlara ulaşma mantığı farklı.
Sonuç olarak iki çeyrek biletim var.
Heyecanla gece yarısını bekliyorum.

PS: Biletimin birini babam Ankara'dan getirmiş bugün verdi bana.Bu sene babamdan böyle bi güzellik beklemiyordum ne de olsa senenin çeyreği limoni geçmişti.Ne olursa olsun bir ömür o babam ben de onun kızıyım bunu bir kez daha hatırlamak hoşuma gitti.
Duygulandım beaaa...

Salı, Aralık 29, 2009

Mesela Simdi Yaz Gelse...

zaman: 12/29/2009 2 yorum
Kış tam anlamıyla gelmedi biliyorum.Ama ben şimdiden sıkıldım kıştan.
Yapmak istediğim bi sürü şey varken bir bakıyorum gün bitmiş.
Sonra gece bi türlü bitmiyo.
Bana inat yapıyo artık eminim.
İşten eve gelmeyi bile canım istemiyor artık.
Nasıl olsa eve gidip sıkılcam.
Öyleyse koşa koşa gitmenin ne anlamı var ki?

İnsanın koşa koşa eve gitmesi için de bi sebep lazımmış şimdi farkettim...

Cuma, Aralık 25, 2009

Bugün

zaman: 12/25/2009 2 yorum
Bugün bana "yeni yaşında tüm dileklerinin gerçekleşmesini dileriz" dediler.
Bende dileklerime bir göz atayım dedim.

CanımınCANı olmak istiyorum.
Benim ve sevdiklerimin ruh ve beden sağlığı yerinde olsun istiyorum.
Büyük ikramiye olmasa bile büyük bi ikramiye kazanmak istiyorum.
Ruhsatname denilen belgeye sahip olmak istiyorum.
Eceyi daha sık görebilmek istiyorum.
Herkes doğduğum için değil yaşadığım için mutlu olsun istiyorum.
Kilolarım yerine mutluluğumdan söz edilsin istiyorum...

İlk aklıma gelenler bunlar.Liste uzun ama hepsini söylersem unuttuklarım içime dert olur...

Gunun Haberi

zaman: 12/25/2009 0 yorum
http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=134507

Sonunda birileri bişey yapmaya karar vermiş tebrik ediyorum.
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir adayı olarak şimdiden meslekten soğuduğumu her fırsatta söylüyorum.
En sinir olduğum şey (ya da şeylerden biri) kendini savunamayan pısırık insanlardır.
Muhasebecilerinde çoğu böyledir.
Mükelleflerin hakkını çatır çatır savunurlar da kendilerine gelince yapamazlar.
Umarım mükellefler utanır da ellerini ceplerine atarlar.
Burda sadece tahsilattan bahsedilmesi tek sorunumuzun bu olduğu anlamına da gelmiyor...

Perşembe, Aralık 24, 2009

Tarifi Veriyorum...

zaman: 12/24/2009 2 yorum
Biraz Cevahir
Biraz da  Recep İvedik
Üstüne de Polat Alemdar kullandık mı tamamdır.
Buyrun size Klasik Türk Erkeği.
Afiyet olsun...

Çarşamba, Aralık 23, 2009

Recep ivedik 3 Fragmanı

zaman: 12/23/2009 3 yorum
Arkadaşımın yorumu :Bu adam gittikçe daha da iğrençleşiyor...
Benim yorumum:İçimdeki  ses her Türk erkeğinin içinde bir Recep İvedik var diyor...Ooooy oyoyoy



Küçük Bir Hesap

zaman: 12/23/2009 0 yorum
Tarih bir kez daha tekerrür etti ve yanıma çok bilmiş bir kadıncağız daha geldi.
Bana akıl sormaya gelmiş hesapta ama benim önerimi  düşünmekten çok beni kendi fikrine ikna etmeye çalıştı.
Söylediklerim mantıklı geliyor ama işine gelmiyordu.
Canı sıkıldı...
Tahminimce benimde canımı sıkmak istedi.
Bi ara  sessizlik oldu sonra alakasız bi şekilde arabanız var mı dedi?
Tabi babamın var dedim.(Niye tabi demişim ki :S )
Kendi adınıza arabanız olup olmadığını soruyorum dedi.
Yok dedim.
Biraz durdu bi yere telefon etti naber nasılsın muhabbetinden sonra, bende bugün araba alıyorum da çok yoğun olcam falan dedi.
Gülümsedim :)
Normalde olsa aklından ne geçirdiğini merak ederdim ama bu sefer merak edilmeye değer bile bulmadım.Hiiçç umursamadım.
Takdir-i ilahi işte az önce kadın yine bir hevesle geldi noterde işim vardı eşimde buraya gelecek falan dedi.
İyi dedim buyrun hoşgeldiniz.
Oturdu ama duramadı ben bi vekalet vercem bari zaman kaybı olmasın verip geleyim dedi.
Notere gitti geldi tüühh vekalet ücreti  artmış param yetmedi dedi.
Neyse lafı uzatmayayım yeterince uzadı zaten.
Bana araba alıyorum diye hava atmaya çalışan kadın 35 Tl vekalet ücretini benden borç almak zorunda kaldı.

Küçük hesaplarla birini ezmeye-üzmeye çalıştığınızda Allah bunu yanınıza bırakmıyor bence.
Normalde olsa hahaha 35 Tl paran yok araba alıyorum diye hava atmaya kalkıyorsun diye dalga geçerdim.
Ama bu kadıncağıza acıdım dalga geçmedim...



Salı, Aralık 22, 2009

Benim Sevgili Minnoşlarım

zaman: 12/22/2009 5 yorum


Uzun bir süre kullanmaya kıyamadım.
Asla mutfağa koymadım,ellerimle yıkadım,benden başka kimsenin kullanmasına izin vermedim.
Minnoşlarım beniiiimmm....


Pıst:Gözümden, dilimden sakınıp saklar, bugünkü aklımla severim şimdi.....

Pazartesi, Aralık 21, 2009

Bu Gece Uzun Olacak

zaman: 12/21/2009 4 yorum
Benzetme değil.
21 Aralıkta kuzey yarım kürede en uzun gece yaşanıyormuş.
Hiçte havamda değilim dün uzun olsaydı uykumu alırdım bari.....

Di'li Değil Şimdi

zaman: 12/21/2009 2 yorum
Çantama bir bloknot koymaya karar verdim.
Unutmamam gereken çok şey vardı ve ne kadar zorlasam unutmamam gerekenler bir post olmuyordu.
Ama unutmaktanda korkuyordum.
Moralim bozuk gibiydi ama sadece heyecanlıydım.
İçimde buruk bir sevinç vardı ama sevinç neden buruk olsun ki diyordum.


Aycinin diğer yüzüklerinin şimdi ne olacağını merak ediyordum.
Belkide bunu merak etmemem gerekiyordu.
Belkide bu beni alakadar etmiyordu.
Belkide bunu o bile düşünmüyordu.



Kapımın çalınmasına 5 vardı ama çok geçti artık.
İsteklerim birer birer hayal oluyordu ve en ummadığım anda gerçekleşiyordu.
Çoğu zaman iş işten geçiyordu sanki.
Heyecanım tükeniyordu.
Ağlıyordum o zaman çaresizce.


Şaşkındım bi çok şeye inanamıyordum.


Ve bunların hepsi aslında şimdiydi...

Cumartesi, Aralık 19, 2009

Bana bak garson!

zaman: 12/19/2009 2 yorum
Üniversitedeyken kankamla ne zaman çarşıya insek Gülhan'da lahmacun yemeden yurda dönmezdik.
Gide gele oradakilerle de ahbap olmuştuk.
Bi gün yine eve dönme vakti geldi ama karnımız tok.
Yurda git otur motur diyene kadar acıkacağımızı da biliyoruz en iyisi biz yine de birer tane lahmacunumuzu yiyelim dedik ve restauranta girdik.
Neyse girdik lahmacunumuzu söyledik.Yemek gelene kadar da bu garson işe yeni başlamış falan diye dedikodumuzu yaptık.Sevgili kankamla benimde acayip bir limon severliğimiz var ama garson yeni olduğu için bundan haberi yok.
Garson bey kardeşim yemeği getirdi yanında maydanoz domates ve limon getirmiş sağolsun.
Ben limona baktım bana yetse kankama yetmez ona yetse bana yetmez.
Bir kaç parça daha limon getirirmisiniz dedim.
Garson amcam ters bi bakış attı tabi dedi gitti.
Ama o bakışta bi anlam gizlendiğini sezdik.
Neyse biz ufak ufak başlayalım derken garson bi servis tabağında tepeleme maydanoz,domates yığını ve limon getirdi.Ama öyle böyle değil gıcıklık olsun diye doldurmuş resmen.
Tabaklarımıza bakıyorum birer lahmacun.
Servis tabağına bakıyorum... Tövbe yarabbii.
Kankama baktım napcaz diye.
Ya adamla tartışacaz yada onu pişman edecez.
Kolları sıvadık başladık yemeye.
O maydonozların,domateslerin limonların yerinde yeller esene kadar hepsini yedik.
Bi taraftanda gülmekten ölüyoruz.
Kankam daha diyoki bana iki limon ayır onlarla da yemeğin üstüne keyif yapcam.Ben diyorum ki yemek mi? nerde? ben maydonozdan başka bi tat alamıyorum...
Lahmacundan bişey anlamadık ama iki tabak dolusu zerzevatı bi güzel yedik.
Bi taraftan da göz ucuyla garsonu kesiyoruz zavallım zafer kazanmış komutan edasıyla geziyor.
Masanın yanından geçerken bi baktı ki sona sakladığımız iki limon haricinde masa tam takır.
Adam ne kurtarırsam kardır deyip tabakları bi kaçırdı gülmekten öldük.
Arkasından daha onu da yiyecektik diye seslenmek istedim ama kankam gülmekten yiyemeyeceğini söylediği için vazgeçtik.

PS: Stil Direktörünü okuyunca yazayım bari dedim
Canım çok fena lahmacun çekti :(



Perşembe, Aralık 17, 2009

Candan Erçetin Yeni Albüm Yapmış

zaman: 12/17/2009 3 yorum
Adını da Kırık Kalpler Durağında Koymuş.
Candan Erçetin yeni albüm hazırlamış.
Onu da sessiz sedasız çıkarmış.
Benim bile son anda haberim oldu.
Seviyorum bu kadını.
Korsancılık yapmayın gidin parasını verin albümü alın :)

Salı, Aralık 15, 2009

Küçükken Böyle Değildim

zaman: 12/15/2009 6 yorum
Küçükkende böylemiydim acaba?
Bence değildim
Belki de farkında değildim.
Şuan böyleyim.
Neyim?
Kıskancım.
Sevdiklerimi sevdiklerinden kıskanıyorum.
Ama öyle böyle değil.
Resmen hasetimden çatlıyorum.
Üstelik bu öyle bişeyki görmezden gelemiyorsunuz.yok yok değilim deme şansım yok.
Burnumdan kulaklarımdan falan fışkırıyor.
Ve malesef çoğu zaman dudaklarımdan çıt çıkmıyor...

Niye çıkmıyor onuda bilmiyorum.
Aslında biliyorum çünkü kıskanmak öğğ tu kaka bişey.
Evet işte ben tu kaka bişey yapıyorum.
Yaptığımda da herkes kızıyor.

Pazartesi, Aralık 14, 2009

Durun çok sinirlendim

zaman: 12/14/2009 0 yorum
Haydins'in şu postunu gördüm de sinirlerim zıpladı.
Milletin eşşek yüküyle para döküp aldığı ve hiçbirşeye benzemeyen ugg botlara gönderme yapmış ama yorumsuz gönderme...
Çok ta iyi etmiş ellerine sağlık.
-Mal hiç bişeye benzemiyor.
-Bence çok pahalı.
-Herkeste var.
-Herkes almaya devam ediyor :S
Niye
Çünkü moda!
Allah Allaahhh o niye yaa.
Sinir oluyorum.
Taraklı ayaklarıma o sivri burunlu ayakkabıları sırf moda diye giymek zorunda kalmanın acısını ben bilirim.
Şimdi çok bilmiş bir iki kafa giymeseydiinnn zorlamı giydirdiler heheheee der
O kafalar fazla sevinmesin.
Çünkü öyle bi dönem geldi ki ayakkabıcılarda sivri burundan başka ayakkabı bulamadım.
Spor ayakkabılarda kumaş pantolon altına giyilemediği için olan bana oldu...

İstanbulda yaşarken karlı bir kış günü Atriuma gitmem gerekmişti.
O civardaki insanlar hadi Uludağa gidelim kayak yapalım tarzı yaşıyor olmalı ki camdan kar yağdığını gören herkes kayak takımlarıyla giyilen o acayip kıyafetlerle alışveriş merkezine gelmişti.
Görgüsüzlüğün böylesine yuuuhhh dedim...
Muhtemelen o insanlarının çoğunun arabası var.
Oraya arabanla girip çıkacaksın AVM de çok mu üşüyosun noluyosun.
Sonra biz (biz=acayip giyinmeyenler) sana hiç gıpta etmiyoruz havan falan da yok.

Aklı başında bir adamcağız demiş ki:
Kadınlar ne erkekler için ne de kendileri için giyinmezler.
Kadınlar diğer kadınlar için giyinirler.
Bence süper bi söz..



Pazartesi Sedromu mu? O Da Ne?

zaman: 12/14/2009 1 yorum
Düşündüm taşındım Pazartesi sendromu yaşamamanın tek yolu Pazar günü de çalışmak.
Ben öyle yaptım mesela :))

Pazar, Aralık 13, 2009

İngilizcem Yok Peki Türkçem ?

zaman: 12/13/2009 0 yorum


Hey Allahım Yarabbim söylermisin benim türkçem ne zaman düzelecek?
Eskiden çok okursan düzelir derlerdi.
Bayağı bi süre roman okudum, biraz şiir kitabı okudum, sonra kanunları okudum, en sonunda gazeteleri de okudum ama faydası olmadı.
Şimdi bakıyorum da bunların hiçbiride düzgün türkçe kullanmıyor ki...
Gazeteciler sokak ağzıyla konuşup yazıyor, roman yazarları devrik cümleci (ki beni de öyle yaptılar),kanunlar eski türkçe hatta çoğu kelimeler türkçe bile değil.
Eee benim sonun ne olacak şimdi.
Bazen yazdıklarımın anlaşılmadığından şüpheleniyorum.
Sorunumun noktalama işaretleriyle ilgili olduğunu düşünüyorum ama emin değilim.
Bi de şu amalarla sorunum var.
Ya benim gözüme batıyor yada hakkaten dilime yapışmışlar  kurtulamıyorum...


Bu konuda fikri olan varsa beni aydınlatmasını önemle rica ediyorum...



Cumartesi, Aralık 12, 2009

Bugün Ne Giydim

zaman: 12/12/2009 4 yorum

Çizgili pijama  :))
Bugün ne giydim başlığını görür görmez aklıma bu geliyo :)
 (Sevdiğim şeylerin suyunu çıkarmayı seviyorum. )
Takip ettiğim bloglarda gittikçe artan bir sayıda bugün ne giydimciler var.
Bi kısmı hakkaten modayı falan takip ediyo benim aklıma hayatta gelmeyecek kombinler yapıyo iyi hoş, diğer  bi kısım da var ki oof oofff.
Eline makas alan terzi, dudağına ruj süren makyöz olmuş.
Anam siz napiyonuuzzz şşş huuu diyesim geliyor.
Biz aslında furya işini seviyoruz galiba.
Dün de nette düğün resmi falan işine girmiş bi kaç fotografçı gördüm.
İçimden hakkaten omzuna parmağımla dokunup kardeş sen napiyon demek geldi.
Hele bi poz gördüm ki benim düğün resmim olsa oturur ağlardım.
Gelinin elini rötüşlemiş mi napmışsa amcam el ellikten çıkmış balyoz gibi bişey olmuş parmaklar seçilmiyor.
Bi de ben neyi neden yaptığımı bilmek istiyorum.
Tabi bu karşımdaki için de geçerli.
Bi insan neden yaz günü bot giyer?
Ben spor ayakkabı giyerken bile iki kere düşünüyorum ayağım pişer mi acaba diye.
Bunlar soğuk ortamda mı yaşıyor yoksa ayyakabı özellik olarak sıcak olmuyor mu merak ediyorum yani...
Bi keresinde birine sormuştum.
Şimdi bunu giyiyosun kışın ne giycen diye sağolsun kibar çıktı ben ne zaman istersem giyiyorum yazı kışı yok benim için dedi. :)
Merak işte merak...
Mesela bende hergün makyaj yapıyorum tek ton far sürmeyi falan da sevmem ama dün yine bi blog vardı yalan olmasın gözünün üstünde 5 yada 6 renk far vardı.Bu daha sadece far...
Alttan bakıyorum üstten bakıyorum bu gözün üstü ne kadar yer ki bu kadar renk sığsın.
Teyzem oturmuş milimetrik hesap yapmış üç onda yedi milimlik yeerrr mavi olsun ama da rengi yeşile dönük olsun, onun üstündeki iki onda üçlük kısım mavi olsun ama parlak olsun, Köşesine de sarı süreyimde sarı farım artıp ziyan olmasın :))
Bilmiyorum ben pek anlayamıyorum.
Ama bi taraftan da seviyorum garip bi şekilde.
Hergün bakıyorum yani.Onlarda bigün beni dürtüp şşş hemşerim neye bakıyon dicek :)
Dönüp kendime baksam belki bende benzer şeyler yapıyorumdur.
Son olarak:
-Benim benzer şeyler yapmam bunun bana acayip gelmesini engellemez.
-Hergün takip etmem hepsini severek takip ettiğim anlamına gelmez.

Bazı insanları sevdiğim için,  bazılarını da anlamaya çalıştığım için takip ediyorum. 


(Bence bu yazının devamı gelir...)

Ah benim cocuklugum

zaman: 12/12/2009 0 yorum
Ben çocuk şarkılarını çok severim.
Ama küçükken bu şarkıları az söylemişim heralde şimdilerde hatırlamakta zorlanıyorum.
Ece sağolsun anaokuluna başlayınca bana bir kısmını hatırlattı ama yinede eksikler var.
Bunlardan bir tanesini nette gezerken buldum.
Ay bi mutlu oldum bi mutlu oldum sormayın...
Böylelikle bugünkü şarkımız Kırmızı Balık olmuş oldu.
Başlıyoruuzzz hep beraber...


KIRMIZI BALIK
Kırmızı balık göldeee
Kıvrıla kıvrıla yüzüyorrr
Balıkçı hasan geliyorrr
Oltasını atıyorrr

Kırmızı balık dinleee
Sakın yemi yemeee
Balıkçı seni tutacakkk
Sepetine atacakkk

Kırmızı balık kaç! kaç!
Kırmızı balık kaç! kaç!
Kaç! kaç!



Tüh yaa keşke Eceyle karga uçmak istemişi söyleyip sesimizi kaydetseydim. :(





Perşembe, Aralık 10, 2009

Ben cok hastayim

zaman: 12/10/2009 4 yorum
Öksürmek çok acı verici bişey ayaklarımı yere vurup çığlık atmak istiyorum.
Hasta olunca bide duygusal oluyorum.
Nazlanmaya alışık olmadığım için ortamdan hızla uzaklaşmaya çalışıyorum.
Ben hasta olunca aynı zamanda yalnız da oluyorum.
Öfff başım ağrıyo biraz dinlensem iyi olacak.

Çarşamba, Aralık 09, 2009

Farenjit Olmuşum İyi Mi

zaman: 12/09/2009 4 yorum
Adından başka bişey bilmediğim bi hastalık olmuşum.Ama tamamen istemeden yani.Bilsem olmazdım.
Şimdi netten araştırdım.


Farenjit nedir?
Ağız boşluğunun arkasındaki kısma ( ağzı açınca tam karşıda görülen kısmı) ise orofarinks adı verilir.
Farenjit diyince orofarinksin iltihabı anlaşılır.


Belirtileri nelerdir?
Boğaz ağrısı, yutkunma zorluğu, boğazda kuruluk,yanma veya kaşınma hissi, ateş, öksürük gibi şikayetler olur. Buyunda beze, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, baş ağrısı, halsizlik-kırgınlık, ses kısıklığı gibi şikayetlerde görülebilir.


Devamı burada...


Edit: Çok ağrıyo yaaaa çok ağrıyo.Ben oldum siz olmayın... :(

Anlatamadım

zaman: 12/09/2009 0 yorum
Senelerdir etrafımdaki herkesten rica ettim olmadı
Emrettim olmadı
Tantana çıkardım olmadı olmadı olmadı.
Yaa ben niye anlatamıyorum.
Eşyalarıma dokunulmasından  hoşlanmıyorum, sinirleniyorum,çıldırıyorum.
Arkadaşım çok acayip eşyalar kullanmıyorum ellemeseniz ölmezsiniz o kadar ilginç değiller.
Çok istiyorsanız gidin kendinize aynısından, bulamıyorsanızda benzerinden alın.
Ama artık yakamdan düşün yaa.
Özel eşya özel hayat diye bişey var ve sizin gibi dingiller önemsemese de benim için önemli.
Elalem birbirinin donunu bile giyiniyor ama ben böyle değilim kalemimi bile paylaşamıyorum artık anlayın yaa.
Bi durun düşünün ben sizin eşyanızı elliyormuyum? istiyormuyum? kullanıyormuyum?
Yok abi hakkaten kapasite meselesi bu.Anlamıyorlar.
İnternette bu duruma çözüm bulamayıp kötü şeylere başvuranları okumuştum.
Diş fırçasını klozete sokanlar, saç fırçasını bilmem neye bulayanlar vs.
Adamlar haklı.
Siz kullanmaktan vazgeçmezseniz bende böyle intikam alırım diye düşünmüşler.
Allah canımı alsın ki yaparım.Bakın uyarıyorum!!!

Salı, Aralık 08, 2009

L'oreal Casting Creme Gloss Parlatici Krem Boya

zaman: 12/08/2009 6 yorum
Aslında bu konunun başlığı denemesem çatlardım olmalıydı.Günlerdir kendimle boğuşuyorum denedim rahatladım :)
Valla ne yalan söyleyim öncelikle benim gibi boya acemilerini düşünüp kolay bi kullanım geliştirdikleri için l'oreale teşekkür ediyorum.Gerçekten müthiş kolay oldu.üstelik saçıma sürdüğümde rahatsız edici bi koku yaymadı.Bekleme süresi de 20 dk olunca daha da bi sevindim.Ne de olsa aceleciyim.

Şimdi saçlarımda Casting Creme Gloss 535 numara çikolata kahve  var.Saçımda parlaklığıyla yumuşaklığıyla o kadar doğal ki Söylemesem boya olduğu anlaşılmaz gibi geliyor.
(tabi beni önceden tanıyanlar rengi ayırt eder o ayrı mesele...)
Bana en güzel gelen taraflarından bi tanesi tenimde boya kalıntısı olmaması oldu.Alnıma kulağıma falan hiç bulaşmadı.
Şimdi iyi ki denemişim diyorum.
İnternet siteleri burada ve bence göz atılmaya değer

Ben Döndüm

zaman: 12/08/2009 3 yorum
Döndüm yani...
Öyle...
Sadece söyleyim dedim :)

Cuma, Aralık 04, 2009

Off ne desem simdi

zaman: 12/04/2009 4 yorum
Belkide ne gereği var demeliyim.
Canım çok sıkkın.
Bir nişan yüzüğüm var ama elime takamıyorum.Şimdi önemli olan elimde olması mı gönlümde olması mı bilmiyorum.
Babam her zaman olduğu gibi ne gereği var diyor.
Hala şoktayım.Aylar geçti şokum geçmedi.
Adama evlenmek istediğimi söyledim ne gereği var tribine girdi.
İşin kötü yanı çıkmak bilmiyo.
Önceden bunları bloguma bile yazamıyodum belkide kendime itiraf edemiyordum.
Şimdi saldım çayıra...
Evde heryerde şikayet ediyorum evlenenleri görünce herkes duysun diye darısı başımaaaa diye bağırıyorum.
Canımın acısını bi ben bilirim.O kadar diyim yani...
Hala İstanbuldayım.P.tesi dönmem gerekiyor.Dönmek bile anlamsız geliyor.
Belkide anlamlı olan pek bişeyim kalmadı.
Amaannn ben ne dediğimi biliyomuyum.


Ama valla seviyorum...

Cuma, Kasım 27, 2009

Yolcu Yolunda Gerek

zaman: 11/27/2009 5 yorum


Bugün İstanbula gidiyorum.Saat tam 18:30 da.
10 günlük bir hava değişimi bana iyi gelir heralde.
Gelir Gelir.
 Sisli de olsa seviyorum İstanbul havasını.
Aynı zamanda zor bi sınav olacak.Ordaki herkes sigara içiyor.
İrademi sağlam tutmam lazım, canım ne kadar istesede dayanmam lazım.
Toplasan 100 gün falandır sigara içmiyorum ama bana bir yıl gibi geliyor.
Hala kendime hayret ediyorum nasıl bıraktım diye.Hayatımın en zor dönemlerinden biriydi üstelik ama dayandım işte.
İşin kötü yanı kendimle gurur duymuyorum.
Ben iyiydim yani bırakmasamda olurdu :D
Neyse cıvıtmayayım.
Ne diyordum...
Yolcu yolunda gerek...

Bi sürü fotografla, yeni yeni cicilerle, süpriz hediyemle, gülümseyen bi yüzle geri dönmek dileğiyle...

Perşembe, Kasım 26, 2009

Annem Diyo

zaman: 11/26/2009 0 yorum
Benim annemin anlattığı kısa bi hikaye vardır.
Karı koca arasında bi diyalog geçer ve karısı adama ağzına sıçayım der.
Adam şok olmuş hiddetlenir -sen bana nasıl böyle dersin, ben senin kocanım, ben erkeğim, ben şöyleyim ben böyleyim  bilmem ne bi ton laf söyler ve kadının üstüne yürür.
Kadın gayet sakin bi şekilde durur adamın yüzüne bakar ve bana kızamazsın der.
Neden der adam.
Ben sana herif senin ayağına  sıçayım dedim ses çıkarmadın, herif ben senin bacağına sıçayım dedim ses çıkarmadın, herif ben senin ağzına tüküreyim dedim ses çıkarmadın..
Şimdi ağzına da sıçarım dediğimde bişey diyemezsin der.Adam durur haklısın der...
Şimdi bu hikayeyi niye anlattım?

  • İnsanlara taviz verirken ufak bişey olup olmadığına bakmamak lazım.
  • Olsun yapsın bu benim yakınım dememek lazım.
  • Bu kuralı da hayatın her alanında uygulamak lazım.... 

Salı, Kasım 24, 2009

Funtasbig Nedir?

zaman: 11/24/2009 0 yorum
Acaba nedir nedir :)
Arkadaşıma (sevgilime, anneme, babama, kız kardeşime...) öyle bi hediye alayım ki hem onu çok sevdiğimi anlasın, hem esprili, hemde kullanışlı olsun  diyenlerin adresidir...
Burada neler var?
Buzdolabı magnetleri, çantalar, mumlar,mıknatıslı kitap ayraçları,özel gün kartları, kişiye özel çerçeveler, panolar daha neler neler... (hepsini saymışsın zaten demeyin valla daha saymadıklarım var :)
Ben magnetlerine hasta oldum.Alacaklarımdan bir kaç tanesini seçtim bile.Birincisi bu...


İkincisi bu



Üçüncüsü deee tabiki bu :)


Bir de mumlu kartları var ki hakkaten nasıl bişey olduğunu çok merak ediyorum.
Resmi şöyle bişey:



PS:Benden duymuş olmayında ürünler şimdilik bazı D&R larda falan bulunuyormuş.Gaziantepte varmış mesela.Yakında online satışını yapacaklarmış.

Pazartesi, Kasım 16, 2009

Hayat Bana Herseyi Kafaya Takmamayi Ogretti

zaman: 11/16/2009 3 yorum
45 dk önce post girerken harbi çok sinirliydim.Kelimeleri söylemiyordum da tükürüyordum sanki.Ama şimdi gayet relaxım.Sağolsun hayat bana herşeyi kafaya takmamayı öğretti.Şimdi o dingil insan için günümü mahfettiğime değer mi yani.

Şuan i love you baby dinleyip oturduğum yerde dansediyorum.

Ayy laavv yuuu beybeeeee :)







Sözlerini ve tercümesini de internetten buldum :)

You're just too good to be true
- Gerçek olmak için fazla güzelsin
Can't take my eyes off you
- Gözlerimi senden alamıyorum
You'd be like heaven to touch
- Sana dokunmak cennete dokunmak gibi
I wanna hold you so much
- Sana sarılmayı öyle çok istiyorum ki
At long last love has arrived, and I thank God I'm alive
- Sonunda aşk geldi, ve Sükür Tanrı'ya hayattayım
You're just too good to be true
- Gerçek olmak için çok fazla güzelsin
Can't take my eyes off you
- Gözlerimi senden alamıyorum

Pardon the way that I stare
- Bakakalmamı affet
There's nothing else to compare
- Seni kıyaslayacabilecek başka hiç bir şey yok
The sight of you leaves me weak
- Sana bakmak beni zayıf düşürüyor
There are no words left to speak
- Söyleyecek başka bir şey yok
But if you feel like I feel
- Ama eğer benim hissettiğim gibi hissediyorsan
Please let me know that it's real
- Lütfen öyle olduğunu bildir bana
You're just too good to be true
- Gerçek olmak için fazla güzelsin
Can't take my eyes off you
- Gözlerimi senden alamıyorum

I love you baby
- Seni seviyorum bebeğim
And if it's quite all right
- Ve eğer bu uygunsa
I need you baby, to warm my lonely night
- Sana ihtiyacım var bebeğim, yalnız gecemi ısıtmak için
I love you baby
- Seni seviyorum bebeğim
Trust in me when I say
- Bunu söylerken bana inan
Oh, pretty baby
- Oh, tatlı bebeğim
Don't bring me down
- Beni yıkma
I pray, oh pretty baby
- Dua ediyorum, oh tatlı bebeğim
Now that I found you, stay and let me love you
- Şimdi seni buldum ya kal ve seni sevmeme izin ver
Baby let me love you...
- Bebeğim seni sevmeme izin ver...

Bi Çek Git Yaaa

zaman: 11/16/2009 2 yorum
Dip Olmayan Not:Aslında ben başlığın küfür versiyonunu seviyorum ama hala dilimi tutmayı becerebildiğim için kibarlaştırdım...

Ben müşteri hizmetleri temsilcisi falan değilim.
Halkla ilişkiler uzmanı değilim.
Danışma yada danışman değilim.
Buna rağmen durmadan insanlara laf anlatmak zorundayım.Bu öyle sıkıcı bişey ki öyle böyle değil.
Hayatımda olmaması gerekirken olan insanlar var ve bunun kontrolü elimde değil.
Durum böyle olunca ne yapıyorum? Bu insanlara ağzıma geleni sayıyorum.
Onlar ne yapıyo? Hiç :S
Allahım sapıtıcam.
Eşşek kadar adamlara herşeyi söylüyorum (Tabi küfür falan etmeden) Ama hiç tınlamıyorlar.
Üstümü başımı parçalamak istiyorum.
Her seferinde -bunu da yaparsam kesin alınır, hatasının farkına varır falan deyip ibreyi yükseltiyorum ama yok.
Adam bildiğin MAL.

Söyleyimde içimde kalmasın dedim...

Cuma, Kasım 13, 2009

Allahim Neden Benim ingilizcem yok

zaman: 11/13/2009 4 yorum



Şuan o kadar çok ama o kadar çok üzgünüm ki anlatamam.
Yaa niye benim ingilizcem yok.
Önümde bi sınav var onu geçeyim söz ingilizce öğrencem diyodum ama daha acil yaa.
Üstelik tamamen duygusal pardon kadınsal.
Üüfff ne yapsam bilmiyorum.
Ben bu çantayı istiyorum yaaa çok istiyorum.
Şurada gördüm ama siteden hiç bi halt anlayamadım.
Biri bana bunu alsın, hediye etsin yada almama yardımetsin.Ama bu çanta benim olsun :(



İstiyorum banane istiyorum :(

İlkokul Arkadaşımı Nerede Buldum?

zaman: 11/13/2009 2 yorum
Bu aralar ilkokul arkadaşını bulmak pek moda hatta demode olmaya bile başlayacak kadar moda.
Ben hep merak ederdim bu ilkokul arkadaşını bulanlar ne yapıyo diye sonunda bende milli oldum :)
Ama şey yani ben facebooktan bulmadım.
Hacı hacıyı mekkede deli deliyi dakkada bulurmuş, ben çantacıda buldum :)
Arkadaşımın adı Nevra.Dolayısıyla çok bulunan bi isim değil.Ayakkabıcıda bi kadın grubu var gruptan Nevra nerde, çağırsana onu bana,bak Nevrayı soruyorlar diye sesler geliyor.Gayrı ihtiyari dikkatimi çekti.Bi anda bi çantaya bi kadınlara bakar oldum.Olabilir mi falan derken orta yaşlı bi kadın farkettim evet bu Nevranın annesiydi, görünce hatırladım.Sonra daha çok bakmaya başladım  garip bi merakla arkadaşımı arıyordum.Biraz sonra gruptan nerdesin sen, Nevra bak Ata mızmızlanıyor,aaa Ata bu mu falan  diye sesler yükseldi.
Dönüp baktığımda onu gördüm.Kucağında 7-8 bir aylık bebek vardı.Ata, annem bak seni soruyorlar görüyormusun diyor başını okşuyordu.
İlkokulda olduğu gibi zayıf ve uzun boyluydu.Demek evlenmişte birde çocuk doğurmuştu.Aklımda nazlı nazlı ağladığı bi kare kalmış.Halbuki en yakın arkadaşımdı öyle çok anımız olmalıydı ki...
O zaman ki gibi masum bakmıyordu.
Garip oldum, çanta almaktan vazgeçip dükkandan çıktım...

Perşembe, Kasım 12, 2009

İyi Bişey Yaptım

zaman: 11/12/2009 4 yorum
Ben yine bişey yaptım ama bu sefer hınzırca olmadı iyi bişey oldu.Çok istiyodum ama söyleyemiyordum.
Ne yaptım?
Ayciyla röportaj yaptım.Röportajın ayrıntıları fotograf çekmecesinde.
Bu işten öyle zevk aldım ki.Röportajı kaç kere okudum bilmiyorum o kadar diyim yani.

Çok mutlu olunca içimden zıplamak geliyor bugünde öyle oldum :)
Ne diyeceğimi bilemiyorum onun yerine zıplamak istiyorum.
Bide artık babam evlenmeme izin versin fotograflarımızı da ayci çeksin istiyorum.
Aycida isterse tabi :) sonra bana soran yok diye çemkirebilir :P
Unutmadan  sana  çok çok çok teşekkür ederim.Herşey için ;)

Çarşamba, Kasım 11, 2009

GAGSMAY

zaman: 11/11/2009 2 yorum
Burdan ismi hiç lazım olmayan birine seslenmek istiyorum.
Sen nankörün tekisin
İnsanların senin için yaptıkları fedakarlığın yüzde birini bile anlamayan üstelikte haketmeyen bir salaksın.
Mütevazi tavrının altında aç gözlü bi yaratık, yan bakışında da sen konuş ben bildiğimi okurum manası var.
iki yüzlülüğünün farkındayım.
Suskunluğum asaletimdendir.
Kısaca:
Sinir oluyorum sana.Yaptıklarını anlamıyorum sanma...

Pazar, Kasım 08, 2009

Anneler ve Kizlari Yarismasi Basliyor

zaman: 11/08/2009 5 yorum







Yarışmanın detaylarını merakla bekliyoruz.İnşallah loreal bi ara açıklayacak...

Cuma, Kasım 06, 2009

Parfümlendim

zaman: 11/06/2009 0 yorum
Uzun zamandır burnum iş yavaşlatma eylemi yapıyordu o yüzden haftalardır bir parfüm beğenemedim gitti.Ordan burdan deodorantlarla idare edip duruyordum.Bu gidişe bir dur demenin zamanı gelmişti ve flormar sayesinde bunu başardım.Şurda bahsettiğim pakette yeni parfümlerinin testerlarıda vardı içlerinden soul isimli  kokuyu beğendim ve bugün gidip aldım.Bunda durmadan -abla parfümeriye gidelim koku şuan bitiyormuş gibi hissediyorum çok beğendim. diyen esmer şeyisi arkadaşımın payı büyük oldu.Kabaca söylemek gerekirse beynimi yedi.Sonra gittik aldık işte o heart aldı bende şunu....


Makinası olan fotograf çekiyo kardeşim.Devlet benim gibilerin fotograf çekmesini yasaklamalı diye düşünüyorum :)

PS:Blogum gittikçe tuhaflaşıyor gibi görünsede asıl tuhaflaşan benim onun suçu yoktur bu da böyle biline...

Bazen Çözüm Basittir

zaman: 11/06/2009 0 yorum




Perşembe, Kasım 05, 2009

Canon See Him!

zaman: 11/05/2009 1 yorum


Bugün aycinin blogunda bi kampanya okudum.Belki çok fazla kişiye ulaşamam ama denemeye değer diye düşündüm.Çünkü kampanya sahibi de benim gibi umut etmekle başlamış işe.
Kısa ve öz hikaye şöyle:
Bigün oturdum ve istediğim Canon’a ulaşabilmek için neler yapabileceğimi gözden geçirdim. Yıllardır hayal ettiğim fotoğrafları çekebilmemi sağlayacak makine için 2010’a kadar bu parayı toparlamam mümkün mü? Hayır! Ama belki bu iş için beni destekleyen 2010 kişi bulabilirim. Evet, bunu yapabilirim…

Kampanya bloguna ulaşmak için  bu linki, destek  olanları görmek içinse şu linki kullanabilirsiniz...

Ben bu kampanyadan çok etkilendim.Umarım Canon'da etkilenir :)

Çarşamba, Kasım 04, 2009

Flormardan Süper Supriz

zaman: 11/04/2009 0 yorum


Yukarıdaki makyaj malzemeleri  flormarın bloggerlara destek kampanyası dolayısıyla bana gönderdikleri hediyeleri.Paketi alınca ne kadar mutlu oldum anlatamam.
Flormarın kalitesini zaten biliyordum ama yeni ürünlerini takip etmemiştim.Şuan tüm kalbimle yazık ettiğimi düşünüyorum.Nedense aklımda pahalı bi marka gibi kalmış ve bende cimri olduğumdan uzak kaçmışım. :)
Bugün ürünler elime  geçtiğinde onları denedim ve bundan daha dandik markalara yatırdığım paraları düşündüm.Kendime bir kez daha hayret ettim.
Şimdi tek tek ve objektif olarak deneyimlerimi aktarıyorum.



Önce baş parmağıma ojeyi sürdüm.
Şişede biraz koyu duruyordu ama tırnağıma sürünce renginin tam benlik olduğuna karar verdim.
Tırnağıma plastik yapıştırmış gibi durmayan doğal bi görünüm verdi.
(Merak edenler için oje supershine serisi 18 numara)



Sonra Supershine Lip Gloss'u denedim.Dudaklarım zaten güzeldir ama bu lip glossla gerçekten harika oldular.O kadar dolgun bi görünüm veriyorki bence ince dudaklılar özellikle denemeliler.Ayrıca dudaklarımdaki simli parlaklık görülmeye değerdi.Açık söylemek gerekirse hemen gidip bunun kırmızısını almayı düşünüyorum.Kurban bayramında kırmızı ojelerimle süper olacak :)



Sırada yine supershine serisinden olan 501 numara rujum var.
Aslında rengi benim kullanmaya alışık olduğum tarzda değil ama dudakta mat çok hoş bir duruşu var ve bu rujun gözüme girmesine yetti de arttı.Lip glosstaki gibi dolgunluk vermesi de cabası oldu.



Gelelim great look mascaraya.
Mascarayı kolaylıkla sürdüm kirpiklerimde gayet hoş duruyorlar.
Ama benim için akıp akmayacağı çok önemli.
Helede önümüzün kış olduğunu düşününce buna özellikle dikkat ediyorum.
Bunu test edip konuya eklemeyi planlıyorum.



Son olarak flormarın parfüm serisinden bahsetmek istiyorum.
Ben içlerinden soul'ü beğendim iş arkadaşımsa heart'a vuruldu.


Not:Bu işi acayip ciddiye aldım.Eğer hediyelerden dolayı reklam yapmaya çalışsaydım kesinlikle konuyu bu kadar yaymazdım.Flormara bu jestlerinden dolayı özellikle teşekkür ediyorum.

Hayırdır İnşallah

zaman: 11/04/2009 4 yorum
Bugünlerde ben bi neşeliyim  bi neşeliyim hayırdır inşallah.
Küçücük şeylerden mutlu olmayı becerebilmeye başladım yeniden.
İçimde uzun bi kışın ardından bahara kavuşmuşum gibi bi heyecan var.
Sevgi pıtırcığı gibi ortalıkta dolaşıyorum.
Uykularım bile düzene girdi.Hatta uykuya doymuyorum artık.
Bir de hergün rüya görüyorum.Hergün rüya görmek normal mi bilmiyorum.ama elimde değil zaten.
Herkes rüyama giriyor.
Bazen rüyamda gördüklerime oturup ağlıyorum.
Ama napim rüyamda bile Eceyi özlüyorum.

Salı, Kasım 03, 2009

Bugünlerde Ben

zaman: 11/03/2009 0 yorum
Bugünlerde ben;
Bolca gülümsüyorum.
Uzun saçlarıma alıştığımı farkediyorum.
Kendimi bi rüyada gibi hissediyorum bunun bi kabusa dönüşmemesi için dua edip duruyorum.
Ara ara üşüyorum.
Evet diyorum herşeye ve en çok istediğim şeye.
Ne kadar yapmamak için kendimi sıksamda hayal kuruyorum.

Şurdaki şarkıları dinliyorum ve şiddetle tavsiye diyorum...

Perşembe, Ekim 29, 2009

Aaaaa Ben Nikah Sahidi Oldum Yaaa

zaman: 10/29/2009 0 yorum
Nasıl oldu da bunu yazmadım hayret.
Ben dün olmak istemediğim bi nikaha şahit oldum hemde beni şahit yazdılar.
Bi yanım çok üzgünken bi yanım mutluydu.
Mutlu olmamı gerektirecek hiç bişey yokken mutluydum ve bu çok garip bi duyguydu.

Salı, Ekim 27, 2009

Simdi ne olacak

zaman: 10/27/2009 2 yorum
Bu aralar kendimi sorun çözme moduna sokmuşum hiç bişeyi oluruna bırakamıyorum.
Senelerdir es geçtiğim bi çok şey şimdi ve acilen hallolmalı gibi geliyor.
Haliyle bu neden böyle-bu niye böyle diye sorular beynimi kemiriyor.
Sonra en ufak şey benim gözümde imkansıza dönüşüyor.
Sonra kafaya daha çok takıyorum
Sonra saçım dökülüyor uykum kaçıyor

Sonra sıkılmamak için örgü örüyorum.
Sonra ördüğümü beğenmiyorum söküp tekrar örüyorum.
Ben kendi elimle kendimi sıkıntıya sokmayı becerebiliyorum.
Ama çıkarmayı beceremiyorum...



Cuma, Ekim 16, 2009

Dedim Dedi...

zaman: 10/16/2009 2 yorum
Kuaförüm dün moralin çok bozuktu ağlayacak gibiydin neyin vardı dedi
Boşver kurcalama gönül işi dedim.
Hadi canıımm inanmam dedi
Niyeeee benim gönlüm yok muuuuu dedim.
Ona değil bi erkek için ağladığına dedi.

Salı, Ekim 13, 2009

korkmuyorum senden

zaman: 10/13/2009 14 yorum
Etrafımda dişçiden korkan o kadar çok insan var ki.Dişçiye ilk gittiğimde dişçi gelecek eline kerpeteni alacak sonra kanırta kanırta ve beni bağırta bağırta dişimi çekecek gibi geliyordu.Ödüm kopuyordu resmen.Bildiğim tüm duaları okumuştum.
Bazıları karı koca gelmiş, bazısı annesiyle, ben herzamanki gibi tek tabanca...
İşim bittikten sonra çok kolay atlatmış olmama rağmen duygusal bir travma geçirmiştim.Ühühühhhüüü dişimi çektirirken bile yalnızım ühühühühüüü...
Bugün aynı hastaneye diş çektirmeye gittim.Yine yalnızdım.Amaann korkacak bişey yok diye gidiyordum ki saat sabahın 9 u olmasına rağmen hastaneden her çıkanın ağzında pamuk vardı.Bizim doktorlar yine seriye bağlamış pamuk tıktıklarını postalamışlardı.Yuh yaa dedim bu ne hız.
Bu arada gittiğim G.Antep ağız ve diş sağlığı merkezini hakkaten tebrik ediyorum.Ciddi anlamda seri çalışıyorlar. Bildiğin fabrikasyon usulü yani ama şaşılacak kadar da steril...
Doktorları izlerken aklıma Cem Yılmazın parayı ver çokomeli al esprisi geldi :))
Önce bi odada muayeneler yapılıyor çekilecekler sol tarafta bi odaya alınıyor.10-15 kişiye iğne vuruluyor.Sonra sağa dön dişi çek sola dön dişi çek.Ortalık pamuk tıkanmış adam kaynıyo :))
Bende bugün o ahaliye katıldım.Pamuk tıkadılar bana da :) Ama ben odadan küçük emrah kılığında çıkanlardan olmadım.Çünküm diş çektirmekten korkmuyoruuummm....

Cuma, Ekim 09, 2009

Yok Boyle Bisey yaa

zaman: 10/09/2009 0 yorum
Bazen bişey anlatmakta öyle zorlanıyorum ki anlatmasam ölürmüyüm diye düşünüyorum.

Dün gece kabus gördüm.Aslında kabus değildi normal bi rüya olarak başlamıştı.Ben rüyamdaki kadına benim bi dileğim olduğunu gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini soruyordum.(Sanırım kadın medyum tarzı bişeydi.)Tam cevap verecekti ki bi anda beni öldürmeye kalktı.
Bu tür durumlarda çığlık atamam gibime gelirdi ama dün küt diye çığlık atarak uyandım.
Uyandığımda sırt üstü yatıyordum halbuki ben hiç sırt üstü yatamam.Hem o kalp gözü açık amca "Kızım sen sırt üstü yatınca kabus görüyorsun hiç dikkat ettin mi" demişti ( Bu amca rüya değil bunu bana gerçekten söylemişti) Evet dün dikkat ettim amca haklı.
Uyandığımda aklıma ilk gelen şeyler
-Hıımm amca haklıymış...
-Üüfff kadın cevap verseydi de sonra uyansaydım bari...
-Uyusam rüyanın devamını görürmüyüm yoksa ölürmüyüm acaba...
-Korkuyorum ve yanına sokulacağım biri yok.
-Ben gerçekten yalnızım....

Salı, Ekim 06, 2009

Bu hikaye bitmez

zaman: 10/06/2009 0 yorum
Bi arkadaşım vardı bana derdi ki bana gelirken dolmuşta yaşadıklarından  kitap bile yazarsın sen, her gelişin bi roman resmen...Düşününce kıza hak vermiyor değilim ama benim ne suçum var.Şimdi cumartesi gününe dönüyorum.Dolmuşa bindim arkada bi adam oğluyla telefonda konuşuyor belliki oğlu küçük ikna etmeye çalışıyor.Anneni üzme oğlum ben gelirken sana hediye getircem, ama o hasta seni gezmeye götüremez,tamam çabuk gelicem ama önce işe gitmem lazım para kazanmam oğlum ...Ama adam bayağı bi dil döktü çocuğa.Neyse sonra yanımdaki yaşlı amca konuşmaya başladı.Görüyormusun babalık ne zor, bi saattir gönlünü almaya almaya çalışıyor, bu çocuk büyüyünce babasına yüz verecek mi bakalım, off puuff...Benimde babamla aram iyi değil ya daha bi farklı dinliyorum amcayı he hıı falan diyorum.Amcam bende sohbet potansiyeli görmüş olmalı ki başladı anlatmaya oğlunun biri albaymış, biri bankada çalışıyormuş, kızı sağlıkçıymış, kendisi emekli okul müdürüymüş.Çok zor şartlarda büyütmüş onları ama onlar kendini hiç arayıp sormuyormuş maddi beklentisi yokmuş...Ooffff yazarken bile daraldım.Nedense amcamın sohbet tarzı çok sıkıcıydı yoksa severim yaşlıları en azından bi sıkıntım olmaz yani.Bi de beni asıl sıkan şey yol arkadaşlığı.Hiç sevmem yani.Bu amcam toplamı 20 dakikalık olan yolculuğun ortalama olarak 10 dakikalık kısmında yanımdaydı ve bana ahret soruları sormakla kalmadığı gibi halkbankasının açtığı sınava girmem için para dahi teklif etti.İstersen parasını ben vereyim ama bu sınava bence mutlaka girmelisin dedi.Biz onun gözünde bu kadar kanka olduk yani.
Bazı insanlar anlatır ya kısmetimde varmış, bi amca geldi böyle böyle yap dedi o an hiç yapmayacağım halde yapma isteği duydum falan...Seneler sonra çok iyi bi yere gelince o amcaya çok minnettarım diye bu hikayeyi anlatır durur.Bende bu başıma gelmiş olabilir diye düşünüyorum ve bu sınava zaten girecektim ama şimdi daha da fazla istek duyuyorum.Belkide o an çok hassastım bilmiyorum...

Pazar, Ekim 04, 2009

Profil sorunu

zaman: 10/04/2009 0 yorum
   Blogu açtığımdan beri ya bi köşesine profil yazsam kendimle ilgili bişeyler döktürsem derim ama hala bişey bulamadım.Özelliklerimi durmadan didikliyorum.
   Ben kolay kolay kimseye acımam yada  yazııkk denilen kimseye acımam.Mesela annem anlatıyo  bu çocuk var yaaa küçükmüş mutfağa girmiş bilmem ne almış üstüne dökmüş. eee diyorum annesi nerdeymiş o ara dantel örüyomuş diyo.Ben çıldırıyorum.Sehpalar üşüyornuydu el kadar bebeği varken b.k mu vardıda dantel örüyordu diyorum.Acıyamıyorum.Yeğenin çok hasta diyo annem hiçte üzülmüyosun ruhsuzsun kalpsizsin dırdırdır vırvırvır.Ben size dedim diyorum çocuk ağladı diye dondurma yedirilmez.Önce ağlar sonra susar adı üstünde çocuk.Yalnız bu aralar bazı evhanımlarına çok acıyorum bakıyorum 2 mısır almış çocuklarına paylaştırmış ama kendisi yemiyo.Belkide canı istememiştir ama ne bileyim o yemiyo diye benim içim çok sızlıyo.Kocası şimdi sigarayı içip içip savuruyordur buda dişi kuşçuluk oynuyo bak şuna yaa diyorum.
   Bi ara bi profilime örgü örüp örüp sökmeyi severim dedim şaka yapıyorum sandılar.Beni bi odaya kapatıp dünyanın ipini verseler 1 ay sonra kapıyı açtıklarında el kadar bişey meydana çıkmış olur.Bu aralar bi atkı örmeye çalışıyorum az önce baktım 3 karış kadar örmüşüm.Sonra baktım modeli beğenene kadar yaptığım denemelerin sökülmeye üşenilmiş kısmı bile ondan uzun :S Yuh yaa....
   Erkek arkadaşıma bakarsan ben öyle hayattan beklentileri hırsları falan olmayan biriyim.(Hani biz evlencez ya) işte bu planları yaparken bana onu al evlenirken bunu isterim diye sıkıştırmıyosun diyo.Arkadaşının biri evlenmişte ev dizerken  Lcd Tv almış falan fıstık.Bendemi bi tuhaflık var diye düşünüyorum.Ama  niye sıkıştırayım ki adamı benim odamda 37 ekran tv var içerde de eşşek kadar bi tv var ama ben 37 ekrandan memnunun çünkü odamda mutluyum.Demekki keramet ekranın boyutunda değilmiş...
   Bi de ben bilinen genel yapımın aksine çok çabuk sinirlenirim ve genellikle de çabuk sakinleşmem.karşımdaki bi laf söyler ve daha dudaklarını kapatmaya fırsat vermeden ben çığlıklar atmaya başlamış olurum.Sonra bağırışım bittiğinde kendime gelmemin tek yolu küfür etmek.Hatta mümkünse küfürlü sözleri olan rock şarkılar dinlesem aynı anda grupça küfür etsek ohooo ben süper olurum :)Çünkü ben bu tür durumlarda kuyruğumu kıstırıp ağlayamıyorum.Genellikle gözlerim çakmak çakmak parlar ve acayip asi olurum.Ama öyle beter olurum ki karşımda biri varsa ne yapacağını şaşırır :)) Acıyamazsın... Teselli edemezsin... Arkanı dönüp gidemezsin :)

Ekçik:ben bu yazıyı yazarken sonra aklıma gelenleri eklerim diye düşünmüştüm.Yazının burdan sonraki kısmı eklentilerimdir.
 Asla sağ çorabımı sol ayağıma giymiyorum.
 Yemek seçmiyorum ama kaşık çatal seçiyorum.
 Kalemime kağıdıma dokunulmasına acayip sinir oluyorum.Odama girilmesinden dahi hoşlanmıyorum.
 
  O değilde blogun bi köşesine "Bu blogun yazarı Türkçeyi güzel kullanamamaktadır ve bunun farkındadır mamafih nasıl düzelteceğini  bilememektedir." yazsam hiç fena olmaz....

Cuma, Ekim 02, 2009

Kurtlar Vadisi Cikmazi

zaman: 10/02/2009 2 yorum
Bu nasıl bişeydir anlamıyorum.Erkeklerimizin tamamı perşembe geceleri meşgul çünkü dizileri var, kadınlarımızın hepsi uyanık çünkü perşembe gecesi her türlü gizli saklı işi çevirebilirler.
Adamlar düşünüyo bu kadın dizi keyfimi bozmasın da ne yaparsa yapsın diyo.Neyse konumuz o değil.Diziyi izleyenler için bişey yok ama benim gibi izlemeyenler için sorun büyük.
Fox Tv de Sıkı Dostlar, Cnbc-e de Closer, Show Tv de Var Mısın Yok Musun, Atv de Parmaklıklar Ardında vesaire vesaire...Raiting savaşının kurbanı ben oldum :))
Ben aslında sevdiğim dizilerin gününü dahi bilmem.Zap yaparken bakarım  hıı ben bunu seviyodum derim izlerim.Dün kırk parça oldum resmen.Şikayetçiyim bu kurtlar vadisinden :))

Bu arada Ace mailime cevap vermiş telefonunuza ulaşamıyoruz lütfen sizinle iletişim kurabileceğimiz bi telefon numarası bildirin demişler.Bakalım sonuç ne olacak.
Sonra ben bugün düşündüm.Bu toplumun yararına davranışlarım için amme vazifesi maaşı almam gerektiğine karar verdim :) Eğer maaş alırsam siz vergi verdikçe ben şikayet etmeye devam edicem.Bu ne süper bişey yaa :)
Kararlıyım büyüyünce şikayetçi olacam.


Ek: İlerki günlerde Aceyle güzel güzel konuştuk.Ürünlerini nasıl kullanacağımızı anlattılar.Ürünümüzde sorun yok sizin kullanımınız hatalı dediler.Çamaşır suyu sıcak suyla kullanılmazmış ve eğer çamaşır suyunu bardağa döktüğünüzde bulanık bi görünümü olduğunu düşünüyorsanız bu onun parfümlü özel formülünden kaynaklanıyor olabilirmiş.

Çarşamba, Eylül 30, 2009

musteri hizmetleri hikayeleri

zaman: 9/30/2009 2 yorum
Ben yerimde duramadığım için daha doğrusu susup oturamadığım için her yerin müşteri hizmetlerini bilirim.Maziye şöyle bir bakmak gerekirse...
Kontörüm fazla fazla gittiği için Turkcellden şikayetçi oldum ve 100 kontör kadar iade aldım.
Sonra kardeşime bedava dakikalar vermişlerdi ama bana vermediler.Ben düzenli kullanıcı olduğum için cezalımıyım dedim (Bundan bişey çıkaramadım ama bu sene aveaya geçtiğimde turkcell yalvar yakar olmuştu içimde kalmasın diye bunu yüzlerine vurdum)
Geçenlerde Lcwden aldığım bi pantolonu diz yaptığı için değiştirmek istedim.Yanlışlıkla etek olarak kaydetmişler.Herkesi ayağa kaldırdım ispat edemediğim için çok uğraştım ama son çare olarak ben vazgeçtim eteğimi geri verin bana deyince eteği veremediler pantolonu iade aldılar :)
Ondan önce de babama bi tlf almıştık.Telefonun menüsünde varsayılan ayarlarda Turkcellim menusu var ama orjinaline bakılırsa olmaması gerek.Telefonu aldığımız yere zaten gıcıktım Nokiayı Turkcelli heryeri aradım bunlar sizin hediyelerinizi parayla satıyorlar diye :) Ama kimse oralı olmadı.Sorun değil dedim benimki insanlık vazifesi :P
Sonra o markete gittim direk kendilerini şikayet ettim.Şikayet kutusuna yazdım tınlamadınız hatta beleş olsun diye mail adresi verdim ama nerdeee dedim.Mallarınızın kalitesi düşüyor sizin vurdum duymazlığınız artıyor dedim.Müşteri olarak memnun değiliz haberiniz olsun dedim.Hakkatende ordan aldığımız markalı ürünler de kalitesiz oluyor anlamadım gitti.Hele de şu Ace çamaşır suyu iğrenç yaa.Bununla da en kısa zamanda ilgilenmeyi düşünüyorum.Sanırım Acenin fabrikasına numune göndercem.Hatta hazır gaza gelmişken mail atıım :)))

Pazar, Eylül 27, 2009

bankanin kapisini acik unutmuslar

zaman: 9/27/2009 0 yorum
Burası Türkiye
Adamlar bankanın kapısını kilitlemeyi unutmuşlar.Allahtan alarm çalışır durumdaymış ta ucuz atlatmışlar.
Üstelik bankanın güvenlik kamerası yok, karşısında bulunan belediye binasının da güvenlik kamerası yok.
Ben yıllar önce duymuştum.Bankaların çoğunda kamera göz boyamak için dururmuş.Kamera ya çalışır durumda olmaz yada anlık görüntü verir kayıt yapmazmış.O zaman inanasım gelmemişti.Şimdi inanasım geldi...
Haberin ayrıntıları burada...

Cuma, Eylül 25, 2009

Digsby Kullanmaya basladim

zaman: 9/25/2009 2 yorum
Bu konu nasıl anlatılır pek bilmiyorum ama uzun süredir msnin son sürümünden, zorunlu güncellemelerden, ordan burdan farklı hesapları kontrol etmekten çok sıkılmıştım.Onu aç onu kapat ona şifre gir bilmem ne daral geliyodu.Mecbur olmadığım sürece msn açmıyodum o kadar yani.Neyse işte iki gün önce msni güncellesem mi ne yapsam derken bu programı buldum.Bi kullanıcı hesabı açıp msn, facebook, gmail, hotmail nerde hesabım varsa ekledim.Şimdi istediğimi online istediğimi offline yapıyorum.İstediğim gibi yazışıyorum.En güzeli de mail kontrolü: mouse la ilgili mail hesabımın üstüne geldiğimde direk önizleme alıyorum.Eğer önemli bişeyse mail kutumu açıp bakıyorum. Çeşitli tema vs. seçenekleri mevcut.Şekil 1-a:

Resmi büyütüp ayrıntılarını inceleyebilirsiniz.

Şuana kadar programın bi zararını görmedim.Varsa bilmiyorum yani.Programın teknik anlatımı için şu sayfaya bakıp indirebilirsiniz.Zaten bende ordan indirdim.

bu da bana ders olsun

zaman: 9/25/2009 2 yorum
Bu hikayede insanların nasıl bi psikolojiye sahip olduğu ve nasıl başedileceği çok net olarak görüldüğü için çok severim ve herkese de anlatırım.
Bu gidişle aynı taktiği yeğenime uygulamam gerekecek o da ayrı mesele...
Adamın biri emekli olmuş.Şehir merkezine uzak bi yerde  bağ bahçeyle uğraşacağı bi ev almış.Senelerce şehir gürültüsünü çektikten sonra sessiz sakin bi yerde yaşamak istemiş.Neyse adam evine yerleşmiş tüm hayalleri gerçek olmuş ama bi sorunu varmış.Düşünüyor düşünüyor  çözüm bulamıyormuş.

Her sabah uykunun en güzel yerinde köyün çobanı hayvanlarını otlatmaya götürüyor büyük bi gürültü içinde yatak odasının camının önünden geçiyormuş.İster istemez hayvanlar bahçeye zarar veriyor adamında uykusu bölünüyormuş.
Adamın aklına bi fikir gelmiş sabah çoban sürüyü götürürken yataktan fırlayıp çobanın yanına gitmiş.Seninle tanıştığıma nasıl memnun oldum anlatamam demiş.Böyle böyle emekli oldum geldim ev aldım falan hayallerim gerçek oldu ve bunda en büyük katkı senin demiş.Çoban şaşırmış benle ne alakası varki demiş.Olur mu yaa, ben hep sabah koyun kuzu sesiyle uyanmak isterdim demiş adam birazda abartıp çobanın koltuklarını kabartmış.Çoban sevinmiş sen hiç merak etme ben hep burdan geçerim demiş.Adam buna sevinmiş bu iyiliğini karşılıksız bırakamam sana sürünü burdan geçirmen karşılığında para vericem demiş.Çoban yok mok desede bu işe sevinip parayı almış.Adam taktiği işe yaradığı için halinden memnun olmuş, bi süre  çobana düzenli ödeme yapmış.Sonra aksatmaya başlamış ve bi gün çoban gelip parasını istemiş.Adam mahçup bi tavırla maddi durumunun bozulduğunu artık ödeme yapamayacağını söyleyince yooo bizim anlaşmamız böyle değildi bundan sonra evinin yakınından dahi geçemem kusura bakma demiş ve arkasını dönüp çekip gitmiş.
Adam sorununa köklü bi çözüm bulmanın keyfini sürmüş.
Sonra gökten 3 elma düşmüş.Hepsini uyanık emekli yemiş :)

Perşembe, Eylül 24, 2009

Lenovo Reklami (Bayildimm)

zaman: 9/24/2009 0 yorum

Alt Baslik

zaman: 9/24/2009 3 yorum
-Can Dündar karısını aldatmış.Artık elimizde iç geçirecek romantik bir erkek modeli  kalmadı.Zaten Can Dündar erkekleri sinir edip kadınları gereksiz hayallere kaptırmaktan başka bi işe yaramıyordu.
-Sen bana hiç böyle güzel şeyler söylemiyosun Ahmeettt...
+En azından aldatmıyorum Nermin.Elini öpte başına koy.Bak  elde ne kocalar var...
-Habercilere taktım kafayı.Hepsi Cem Garipoğlunun peşinde dört dönüyo.Sonrada hepsi tek derdimiz bu değil olayı adalete bırakalım cool olalım mesajı veriyor.Kusacam yakında.
-Onnar Cem diyo başka bişey demiyo.Ama ben toplumu bilgilendiriyorum.Hem bu sıcak habeerrr...
-Temel'e sormuşlar karının güzel olmasını mı istersin yoksa aptal olmasını mı?Aptal olsun uşağum demiş güzelluk geçicidur.
- Böyle bi soru neden sorulur bilmem.Saçma olmasına rağmen bu fıkrayı neden seviyorum onu da bilmem...
-Televizyonculara televizyoncu olmuşsunuz ama adam olamamışsınız hahahaaaaa demek istiyorum.
-Gözünüzü raiting bürümüş siz önce bi göz doktoruna gidin demek istiyorum.Bi de Seda Sayanla M.Ali Erbile televizyona çıkma yasağı konulsun istiyorum.
-Bu yazı sürekli güncel kalsın ve ben alt başlıklarımı buraya hep ekleyeyim istiyorum...



   

Perşembe, Eylül 17, 2009

Özel Fiyatlı Vichy Tanışma Serisi

zaman: 9/17/2009 2 yorum
Efenim Vichy bana mail atmış özel bi tanışma serisi kampanyası başlatmışlar siz de duyururmusunuz diyorlar.
Tabi duyururum neden olmasın diye düşündüm.Sonuçta ben denememiş olsam da Vichy her daim Neşeciğimin vazgeçilmesi olmuştur.Bana da sürekli tavsiye eder.Neyse şimdi özel fiyatlı tanışma serimize dönelim...


Neden Vichy?
Vichy, üstün teknolojiyle geliştirilmiş L’Oréal Laboratuarları ve 2500 uzman araştırmacının sağladığı güçle “sağlıklı güzellik” sunuyor. Avrupa’nın 1 numaralı dermo-kozmetik markası olan Vichy, cildi çok iyi tanıyan dermatologlar tarafından ilaç kalitesinde ve en titiz şekilde hazırlanmış ürünlerle kullanıcılarını buluşturuyor. Tüm ürünlerin etkinliği dermatolojik testler ile kanıtlandığı için Vichy yalnızca etkili değil, güvenli ve sağlıklı cilt bakımı imkânı da sunuyor. Sadece eczanelerde satılan Vichy ürünleri hipoalerjeniktir ve siyah noktalara sebep olmaz.
Şimdi en çok tercih edilen Vichy ürünleri inanılmaz tanışma fiyatlarıyla !
Vichy, 18’den 50 yaşa kadar herkesin kullanabileceği farklı cilt tiplerine yönelik geniş ürün yelpazesine sahiptir. Bu ürünler arasında Liftactiv CxP, Aqualia Thermal ve Normaderm serileri tüketiciler tarafından en çok tercih edilen ürünler arasında yer almaktadır.
Aqualia Thermal Nemlendirici: Vichy termal suyu’nun güçlendirici, rahatlatıcı özellikleriyle 24 saat sürekli nemlendiren ve hassasiyeti %42 azaltan bir bakım sağlar. Şimdi sadece 26.90 TL!
Normaderm: Sivilceler, genişlemiş gözenekler, parlama, kızarıklık problemlerine karşı nemlendirici bakım sağlar. Var olan ve tekrarlayan cilt problemlerinin görünümünü azaltmak için içeriğindeki çift etkili formülle cilde sağlıklı, canlı bir görünüm kazandırır ve cilt problemlerinin tekrarlanmasını engeller. Şimdi sadece 26.90 TL!
Liftactiv CxP: Vichy, 12 yıllık uzmanlığı sonucunda kırışıklık ve sıkılık kaybına karşı yeniden yapılandırıcı bakım sağlayan yeni bir ürün geliştirdi. Peptide² ve sürekli salınım halindeki C vitamini etkisiyle hücre yenilenmesine yardımcı olur ve anında sıkılaştırıcı etki sağlar. Cilt görünümünde gözle görülür lifting etki, kırışıklıklara karşı onarıcı ve sıkılaştırıcı bakım sunar. Avrupa’da eczanelerde kırışıklıklara karşı bakımda en çok tercih edilen Liftactiv CxP şimdi sadece 39.90 TL!
Vichy’den cildinizi sağlıklı güzellikle tanıştırma fırsatı!
En çok tercih edilen Vichy cilt bakım ürünlerinden oluşan Özel Tanışma Serisi şimdi denemeniz için 26,90 TL’den başlayan özel tanışma fiyatlarıyla. Hemen Vichy yetkili Eczaneleri’ne gelin, sınırlı sayıdaki Aqualia Thermal, Normaderm ve Liftactiv CxP ürünlerinden oluşan özel seri sayesinde Vichy kalitesiyle tanışın!
Vichy
• Aqualia Thermal 40ml 26.9 TL
• Normaderm 40ml 26.9 TL
• LiftActiv CxP 40ml 39.9 TL
Şimdi 26.90 TL’den başlayan özel tanışma fiyatlarıyla
Vichy mucizesini siz de cildinizde hissedin…

Bloggera giris sorunu yasiyorsaniz....

zaman: 9/17/2009 2 yorum
Hesionka'yı okuyunca ne iyi etmişte yazmış bende millete  duyurayım bari dedim.
2-3 gündür blogspot alt yapılı bloglara girme sorunu yaşıyordum.Tabi buna kendi blogumda dahil.
Buradaki yazıyı okuyunca uyguladım.Hesionka nın da önerdiği gibi DNS değiştirme işime yaramadı.Fakat "DNS sunucu adresini otomatik al" seçeneğini işaretleyince sorunum çözülmüş oldu.
Ben rahata erdim darısı sizlerin başına...

Çarşamba, Eylül 16, 2009

Ah bu kadin milleti

zaman: 9/16/2009 2 yorum
Bugünlerde okuduğum kadın yazarlar hep netten alışveriş yapmış.İncik boncuk için, makyaj malzemesi için dükkan dükkan gezme devri son bulmuş.
Derdim bu mu?
-Hayıırıırrrr...
Ben bu yazıları okuduğumdan beri  canım böyle yaprak sarması çekmiş gibi yada bi kase kiraz görmüşümde iftarı bekliyomuşum gibi ölüyorum burda.Site site dolaşıyorum ısrarla bişey alma çabası içindeyim.Çanta, elbise, makyaj malzemesi,ev eşyası, hobi malzemeleri, kırtasiyeler bakmadığım hiçbişey kalmadı.
Bi ara öyle bi sapıttımki ucuz bişey bulayım ihtiyacım olmasa da  alayım noktasına geldim.
Bi dünya siteye üye oldum.Ama yok kardeşim alışveriş yapasım yok.Sadece ben bu sistemin bi parçası olmak istiyorum.Sistemden kastım alışveriş çılgınlığı değil.Kapıma bi kargo gelsin istiyorum.Şehirdışında o kadar dostum ahbabım var (dostum yok ahbabım var) bi Allahın kulu da hediye yollamaz.Gerçi  max factor, loreal falan yollamıştı.Hatta lorealin yolladığı hediyeyi bi mağazaya verip yerine golden rose allıkla fondoten almıştım :) Onlarda kırışıklık giderici yollamış ben ne yapayım.Benim gibi gergin adam kırışırmı hiç.
Neyse ne diyordum hıı kargo diyordum bana kargo gelsin yaa.
Şu japon pazarından keçe beğenmiştim onu mu alsam yoksa.
O da kredi kartı kabul etmiyo havale istiyo yaa.Üşeniyorum offff...
Sitenin biri de iyice sinirimi bozdu.
Sattıkları ürün bu.İyi ki de tükenmiş yani.
Bizim buralarda 3-5 lira bişey.Gerçi gümüş yazmışlar ama bilemiyorum.Bide 35 ten düşmüşler.Yuh yani.
Ben bu şartlarda nasıl internetten alışveriş yapcam yaaa.
Ama azimliyim mutlaka bişey alcam...


Bi de rüyamı yazayım yoksa çatlarım.Rüyamda annemle biz birlik olmuşuz babamın başına bi iş getirmişiz.Ama ne yapmışsak artık bi an evvel evden kaçma isteği duyuyoruz.Bavul falan hazırlamışız bildiğin kaçıyoruz.Annem çok pis tırsmış durmadan acele et diyo bana.Sonra kaçabildik mi hatırlamıyorum.Uykuyla uyanıklık arasında bi ara  kendime dyorum ki rüyamı bloguma yazayım da bunların bi arşivi olsun.Sonra düşünüyorum lan babamın başına bi iş gelse sonra analı kızlı plan yapmışlar bide rüya gibi nette yayınlamışlar diye bitirirler bizi diyorum.
Sona ben bi daha uyudum (40 kere sonra yazdığımın farkındayım) Rüyamda Elazığa gitmişim.Elimde bi çanta var.Poşet çanta gibi ama bayağı büyük bişey.Ortaokulumda geziyorum ama lisedeki müdürümü görüyorum.Çok fena duygulanıyorum.İnsanların beni hatırlamasını bekliyorum ama nerdeeee...
Kantin gibi bişey var, orda da kuruyemiş satılıyor.Sırf ayıp olmasın diye çekirdek alıyorum.Niye ayıp oluyosa :S
Bi taraftan da düşünüyorum annemi arayıp gece gelemeyecem desem uzun zamandır görmediğim bi arkadaşımı ziyaret ederdim diyorum.Ki bu cümleden sonra annemden habersiz Elazığa gittiğimi ve bi taraftanda tırstığımı farkediyorum.
Rüya tabirinden anlayan biri olsa da bunları keşke yorumlasa.Mantıklı bi açıklaması varsa tabi...
Sonra ben sabah kalktım heyheyler tepemde zaten.Müge Anlıyı izliyorum.O yine ezbere bişeyler konuşuyor.Ben o kafayla Mügeciğime bi mail attım.Kadın beni canlı yayında cevap vermek suretiyle fırçaladı :))
Ama ne kadar üzüldüm anlatamam.Bi insan ancak bu kadar önyargılı olabilir.Harbi harbi fırça yedim yaa.Üstelik cevap verme hakkımda yoktu.Ve her zamanki gibi bu da haksızlıktı...
En son olarak biz aşkımla düşündük eğer her karanlık gecenin bir aydınlık sabahı varsa battı balık yan gider hesabı biz bu karanlığı dibine kadar yaşamaya razıyız.Hatta dedikki kaçmıyoruz burdayız anasını satayım, kader daha ne yapabiliyosa yapsın...
Çok pis gaza gelmişiz yaa :))
iyi ceceler....

Salı, Eylül 15, 2009

bana bi halley oluyo

zaman: 9/15/2009 6 yorum
Son zamanlarda acayip yanar döner bi psikoloji içindeyim.İçime bişey girdi çıkmıyo.Ruh mu desem cin mi şeytan mı bilemedim.
Şimdi ben babamla aramdaki gerginlikten sonra bi ara işi bıraktım.Sonra dünyayı bıraktım.Sonra da kendimi bıraktım.Kendimi yabancıya birine değil zamana bıraktım...
Neyse işte bu kadar şeyi bırakınca yeri ister istemez bişeylerle doldu.
Bu bişey asla insan sevgisi değil malesef :)
Yazının da suyu çıktı hay Allah :)
Diyeceğim şu ki ben hamarat oldum.
En son ne zaman yemek yaptığını hatırlamayan ben bi ara yemek yapmaya başladım.Akşam bulaşıkları benden sorulur oldu.banyoyu lavaboyu falan ovuyorum.
Yaptığım el işleride hamaratlığımı katmerledi.
Patik ördüm kesmedi.Kurdela nakışı başladım çeyizlik yapmaya kalkıştım buna devam da ediyorum.
Bi taraftan da atkı bere işine girdim.
Kışa yetişmesi için bi an evvel başlamam lazımdı 2 günde anca atkı modeli beğenebildim.
Allah bana akıl vermemiş safi marifet vermiş ayoolll :))
Lan benim içime bi ev kızı girdi çıkmıyo.Yakında komşuları çekiştirmeye de başlarım ben.

Pazartesi, Eylül 14, 2009

ugultu

zaman: 9/14/2009 0 yorum
Hissetmek ne işe yarar?
Bu sorunun cevabını bulamıyorum şuan.
İçinden bişey gelir ama kimseye anlatamazsın.
Anlatsan da anlamış gibi yapar ama yine de mantığını işaret ederler.
İçinden koparıp atar mantığına uyarsın.
Nedense kahrolası mantığınla hislerin bir türlü örtüşmez.
Hep bi savaş hep bi savaş.
Hangisine uysan diğeri olmadığın için kınanırsın.
Halbuki sen mutsuz olduğunda kimsenin pek umrunda olmaz.
Sanki diğerleri sadece kınamak için yaratılmıştır.
Sonuçta bir zar atarsın hayata.
Ne yaparsan yap şansın %50 dir.
Anlatamazsın.
Ki anlatmak zorunda olmak başlı başına bir derttir aslında.
O halde hissetmek ne işe yarar.
Çılgınları toplumdan soyutlamaya yarayan bi işaret mi?
Hisleriyle hareket edenler şu köşede dursun kendi çaplarında eğlensinler.
Biz mantıklılar gıpta içinde köşemizde mantıklı mantıklı, kardeş kardeş oturalım.
Arada bir de onları parmağımızla gösterip hahaha diyelim.
Bu da bizim eğlencemiz olsun.
Kendi çapımızda eğlenelim.

Benim zarım elimde bileğimi bırakın.Merak etmeyin sizin gibi yapmam.Asla zar tutmam... 



 

Hep-Yek Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea