Çarşamba, Aralık 31, 2008

Yeni Tema

zaman: 12/31/2008 3 yorum
2009 a yeni temamla girme kararı aldım :)
büyük bir hevesle az önce bulduğum temaya geçiyorum.aksaklıkları görmezden gelin :)

2008 Seni Unutmam!!!

zaman: 12/31/2008 0 yorum
2008 seni ve son gününde bana attığın kazığı asla unutamam.

2007 den kurtulduğuma sevinirken 2008 in benden ve ailemden çaldığı 96 günü unutmam zaten mümkün değil.Senin babanı da sevmezdim sütoğlan.(Haaa bu arada kız kardeşime yaptıklarınıda unutmadım!)
Yeni yıl herkese mutluluk getirsin tabi (yani inşallah) ama benim kendi adıma umudum yok.
Ne çıkarsa bahtıma....

Salı, Aralık 30, 2008

Google'da Mp3 Aramak

zaman: 12/30/2008 0 yorum
Doğru olmadığını bildiğimiz halde bi çoğumuz internetten mp3 indirip dinliyoruz.(Ben hariç tabi.Hiç öyle ayıp şey yaparmıyım :p )
Mp3 indirmekte herzaman kolay olmuyor.Etiketlerde konu başlıklarında mp3 var gibi görünür ama  yoktur  yada indirilmez yada reklama boğulur vs.
Şimdi size pratik ve sağlam bi yöntem öğreticem. (Ben de burdan öğrendim)
Önce google a giriyoruz.
Sonra arama kutucuğuna intitle:index.of mp3 yazıp istediğimiz kişiyi yada şarkıyı Türkçe karakterlere dikkat ederek ekliyoruz. "intitle:index.of mp3 bob marley" gibi.
Ardından arama yapıyoruz.

Arama yaptığımızda karşımıza gelen sayfa bunun gibi bişey oluyor.


Bu sayfada ilk sırada olan arama genellikle  tam istediğimizdir.Tıklayıp bakıyoruz.


Evet bulduk.Hadi gözümüz aydın =)

Pazartesi, Aralık 29, 2008

Benim Burcum Ne?

zaman: 12/29/2008 0 yorum



Bugün aldığım bir habere göre aslında astrologlar bunca zamandır bizim burçlarımızı yanlış hesaplıyorlarmış.Dünya yörüngesi her yıl kayıyormuş ve astrologlar bunu es geçiyormuş.Yani 220 yıl önceki burçlarla şimdikiler tutmuyor.Bu durumda benim burcum ne oldu.2008'in 25 Aralık'ında doğmuş olsaydım yay burcu olacakmışım iyi hoş ta ben doğalı epey bi zaman oldu :)
Ben senelerdir oğlak burcuyum üstelik yükselenimde oğlak diye seviniyordum.Şimdi yayı okudumda oda fena değilmiş.Tıpkı ben yani :)
Arada kaldım yetişin a dostlar, burcum olmadan yaşayamam.

'Oğlak' a bakarsak kariyer hastası, kuralcı, arada sırada hayatın eğlenceli taraflarını yaşayan ve bunu kırk yılda bir yaptığı için çok ilgi gören bi tip.
'Yay' a bakarsak çok aklı başında ama gönül işlerinde saftrik,sakar ama sevimli ,hiç bişeyi kafaya takmıyor gibi görünen hatta çoğunluklada takmayan, takarsa da bunu sadece yastığıyla paylaşan, gezmeyi yemeyi giymeyi bilen bi tip.
Ufak bi hesap yaptım.Dünyanın yörünge kaymasından dolayı 25 Aralık'ın oğlaktan yaya kayması yaklaşık olarak 1898 senesine denk geliyor.E ben de 1980 de doğduğuma göre kesin yay burcuyum :)
Tebdili burçta ferahlık varmış.Ben yeni burcumu sevdim valla.
Marsın savaşı ve kıtlığı temsil etmesi beni geriyordu.Adımın anlamı güzel bişey değil.Burcumun gezegeni uğursuz olunca ne bu yaa baştan bitmişim diyordum.Bu yay burcu eğlenceli bi kız profili çiziyo.Jupiteri pek araştıramadım ama bulduğum bir kaç cümle idealistlik ve gelişme arzusunu işaret ediyor.Tamam dır ben yayım artık.Bugün itibarıyla kararı verilmiş olsa da burçlarla ilgili her hakkım saklıdır. O kadar!

Pazar, Aralık 28, 2008

Hayatı Iskalama Lüksün Yok Senin

zaman: 12/28/2008 0 yorum
Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan‚ için rahat olsun.
Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.
Sen kendini paralarken ‚o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır.
Hani ağzınla kuş tutsan "Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile karşılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin.Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz. Sen‚ "Ama senin için şunu yaptım" derken o‚ "şunu yapmadın" diye cevap verecektir. Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır.
Üzülme‚ sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın.
Özledin‚ içtin‚ ağladın‚ güldün‚ şarkılar söyledin‚düşündün‚şiirler yazdın. "Peki o ne yaptı" deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta.
Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu.
Bir insan eksik yaşıyorsa‚ ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için?
Hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa‚ bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın.
Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "Acılara tutunarak" yaşamayı öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani‚ yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil.Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana.Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası...
Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir.Yürek sesi ne bilmeyenler‚ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yaşadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil‚ güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...
Nazım Hikmet Ran

Cumartesi, Aralık 27, 2008

[Nazan Öncel] Hatırına Sustum

zaman: 12/27/2008 0 yorum

Nazan Öncel'in uzun zamandır beklenen albümü sonunda çıktı.Bende bir çok kişi gibi merak ediyordum albüm çıkar çıkmaz dinleme imkanı buldum.
Şarkıları ilk dinlediğimde genelde beğenmem, onun için şarkıları yorumlamıyorum.
Albüm kapağındaki ağzı fermuarlı resimde ayrı bi nüans olmuş.Şahsen ben ağzı iple dikili olsa daha orjinal olmuş derdim.Gothic olurdu ama olsun yani :) Bu arada albümde yer alan 11 şarkının tümünün sözlerinin ve bestelerinin kendisine ait olduğunu söylemeden geçmek istemiyorum.

1.Öp Barışalım
2.Seni Bugün Görmem Lazım
3.Canım Benim Nasılsın
4.Hatırına Sustum
5.Nereye Gitti bu Adam
6.Ankaralı Sevgilim
7.Bu Da Hayat Mı
8.Manzaralı Oda
9.Pollyanna
10.Ali
11.Çiçekçi Geldi



NAZAN ÖNCEL - HATIRINA SUSTUM








Çarşamba, Aralık 24, 2008

Temel ile Fadime

zaman: 12/24/2008 0 yorum
Bizim Temel ile Fadime'nin yaşı epeyce ilerlemiş.
Birgün basın mensupları toplanmış röportaja gelmiş.
Muhabir Fadimeye kaç yaşındasınız diye sormuş:
Fadime:
-Seksen yedi yaşındayım.Yüz yaşına kadar yaşayacağım.
Temele aynı soruyu sormuş:
Temel
-Bende seksenyedi yaşındayım.Ben yüzbir yaşına kadar yaşayacağım.
Muhabir şaşırmış.
-Neden bir yıl daha fazla yaşamak istiyorsunuz?
Temel:
-Hiç değilse bir yıl kafamı dinlerim. :)

Salı, Aralık 23, 2008

Lucifer

zaman: 12/23/2008 4 yorum
Bugün size çok ünlü olmasada ilerde çok ünlü olabilecek birini tanıtıcam.
Kendisi her ne kadar müzisyen olsa da, ünlü olma nedeni müzik değil.
Şuan acayip ikilemdeyim çünkü onu size kendi gözümden anlatmaya başlayınca bir yaşında sevimli bi bebekten bahsediyor gibi oluyor.Hani derler ya evladı annenin gözünde hiç büyümezmiş o da benim gözümde büyümüyor.(Ben ablasıyım ya o bakımdan )
Gerçi az sonra göreceğiniz yeni çektirdiği resmlerine bakarsak haksız da sayılmam =)
Kendisi aklınıza gelebilecek tüm şeytani fikirleri bünyesinde barındırabilecek en masum yaratık =)
Bu kadar yazıyı resimlerini koyduğumda kim bu dememeniz için yazıyorum.Kardeşceyizimin adı Anıl.Gitar çalıyor.Yeni gitarını aldığından beri daha da çok çalıyor.(Benden duymuş olmayın ama çokta hoş bi sesi var.)Tanıyabileceğiniz en iyi kalpli en eğlenceli insanlardan biridir.Son olarak saçlarını kıskandığımı da itiraf edip hemen resimlerine geçiyorum.
Çok beğenir de talip olursanız iletişim adresime not bırakabilirsiniz =)
Tabi bu şaka...
Şimdi sıra resimlerde...

 
      
     Bu Anıl değil Anılın İçindeki Çocuk :)
  
        
  Bu da Anıl değil.Hayır bu Anıl olamaz :)
 
         İşte bu Anıl
 
Çok seviyom ben seni yaaa.Köfteeeeee :)  

Pazartesi, Aralık 22, 2008

Komediye Bakın

zaman: 12/22/2008 0 yorum
Almanyada eşinin ikiziyle aşk yaşayan kadının çoğunun kimden olduğu saptanamıyor diye bir haber okudum ve hayretler içinde kaldım.
Kadın tren makinisti olan Adnan isimli adamla evleniyor.Sonra makinist eve ekmek getirecem diye şehir içi şehir dışı durmadan açlışırken, maddi durumu iyi olmadığı için abisiyle yengesi(!)nin yanına taşınan Agon'la bu kadınceğiz bir taraftan adamın parasını yerken bir taraftanda birbirlerini yiyorlar.Yanlış seçim yapmışım mutluluğu Agon da buldum diyen kadın önce kocasından boşanmıyor tabi.Bu arada bir çocuğu oluyor.Tabi sonradan yasak aşk meydana çıkıyor.Yalnız küçük bi sorun var.Çocuğun babası kim bilen yok.Adnan ben hep şehir dışındaydım diyor ve olayı mahkemeye taşıyor.DNA testi yapılıyor.Profosörler ölçüyor biçiyor %50 ihtimal var, genetik yapıları o kadar benzerki biz bişey diyemeyiz diyorlar...
Şimdi bu Adnan hem karısıyla ikiz kardeşine bakcam diye çalıştı, hem onun parasını çatır çatır yediler, hem iki kere sırtından vurulmuş oldu, hemde onun olup olmadığını bilmediği bir çocuk için nafaka ödüyor.
Ah ilahi adalet aahh...

Windows Live Messenger 2009 ve Çoklu Ortam Yaması

zaman: 12/22/2008 0 yorum
Efenim 21 Aralık 2008 itibarı ile Windows Live Messenger 2009'a geçmiş bulunmaktayım.Her ne kadar temellerini geçen hafta atmış olsamda çoklu ortam yaması yok sandığım için kullanmamıştım.Haftasonu o çok mühim çoklu ortam yamasını bulmamla programı kullanmaya başladım.

Önce biraz programdan bahsedelim.Eski programa bir kaç görsel özellik ekleyip albenisini arttırmaktan başka bişey yapılmamış.
Durumlar uygun,meşgul,dışarda ve çevrimdışı görün olarak yeniden düzenlenmiş.Yani artık yemek yemenizle yada telefonla kimse ilgilenmiyor :) Bunlara küçük simgeler yerine renkler verilmiş.Uygun için yeşil,meşgul için kırmızı vs...
Tema ve skinler bizim için çok önemli olduğundan sahne denen bir çeşit resim değiştirme durumu var.Başlık kısmına istediğiniz resmi koyabiliyorsunuz.
Bide uyarı sesleri var tabi.Uyarı sesleri de çeşitlendirilmiş.Şimdi resimlerini görelim.



Haa unutmadan Windows Live Messenger 2009'u şurdan Çoklu ortam yamasını burdan indirebilirsiniz...
Not:Msn 9.0 da msni iki bilgisayarda birden açmanızı sağlayan bir özellik var.Msn aynı anda iki bilgisayarda birden aktif durumda oluyor ve  bilgisayarlarla ilgili kısa bir not alıyorsunuz.(Diğer bilgisayarın adı vs.)

Pazar, Aralık 21, 2008

[Gece Yolcuları] Ölüm de Var

zaman: 12/21/2008 0 yorum

Gidiyorum uzaklara
Bilinmez diyarlara
Seni bırakıp gitmek var ya
O koyuyor
İnan bana


Ben senle olamadım
Gençliğime doyamadım
Ben senle kalamadım
Günlerimi sayamadım


Ölümde var sonunda
Gülümde var
Dağların arkasında
Yar ah yar


















(Gs kadar olamadım.)

Cumartesi, Aralık 20, 2008

Özür Dilemiyorum.Mim!

zaman: 12/20/2008 3 yorum
Sabah uyandığımda ilk olarak tv yi açar haberlerle uyanırım.Sabahın köründe bu haberi duyduğumda hala uyuyor olduğumu sandım.Uykum açıldığında da hakikaten uyuduğumuzu anladım.
Bir kaç sene önce birilerinin 'böyle bişey varmıdır' diye başlattığı düşünce şuan özür diliyoruma kadar geldi ve diplomatların siyasetbilimcilerin da onayladığı bir fikre göre 'bu iş toprak isteme, tazminat isteme durumuna kadar gider' sözlerine dayandı.
İnsanın şu bahsettikleri sözde soykırım keşke olsaymışta olmaz olasıca soyunuz hakkaten kırılsaymış diyesi geliyor.
Her zaman derim bizim milletimizin başına ne geliyorsa affedicilikten,hoşgörüden geliyor.
İçimizde bir kurt gibi bizi yiyen Ermenilere yapılabilecek birçok şey varken sadece tehcir etmişiz.O savaş koşullarında bunuda Osmanlıdan başkası yapmazdı bence...
Şimdi bu saçmalığı bi tarafa bırakırsak içimizdeki o kurtlardan kalanlar bu seferde kalkmış bizim adımıza özür diliyor.Zamanında Orhan Pamuk konuştuğunda önemsemedik.Şimdi ondan,bundan ve lobi faaliyetlerinden destek alanlar ne yaptıklarını bilmez halde çığ gibi büyüyorlar...
Şunu bilsinlerki asla ve asla özür dilemiyoruz.
Ve ben kendi adıma özür dileyenleri de onlara çanak tutanlarıda asla affetmiyorum.Şarkılarını dinlediğimiz sempatiyle baktığımız bir sürü insanın buna destek verdiğini düşündükçe çıldırıyorum.Benim için önce ülkem gelir bunu hiç kimse unutmasın...
Mim'i bende Teknomobi ye atıyorum.

Çarşamba, Aralık 17, 2008

İlginç Düğün Davetiyeleri 2

zaman: 12/17/2008 2 yorum
Yurdum insanı yaratıcılıkta sınır tanımıyor.Matrix olayını duyalı çok olmuştu ama davetiyeyi soru cevap yapanı görmemiştim.Buyrun birlikte görelim :)



Bir masal olmasada film olmak isteyenler şöyle bişey olmuşlar


Film olamayanlar fragman olmuşlar :)

 
Bunlarda olacak bişey bulamamışlar davalı olmuşlar...


Son olarak kendilerini aşıp Matrix olmuşlar.Ta ta ta taaammm...




Yalnizim Ben Cok Yalnizim

zaman: 12/17/2008 5 yorum
Bu cümle beynimde dönüp dururken kendimi iyi hissedemiyorum malesef.Doğumgünüme bir hafta kaldı.Sanırım hayatımın en yalnız doğumgününü geçiricem.Aslında böyle şeylere çokta meraklı değilim.Ama İyi ki varsın cümlesini duymak istediğim bir kaç kişi var ve artık bana çok uzaklar.Onlar yokken bu özel günlerinde bi anlamı yok.Ben onları özlerken haberleri olmayacak ve işin acı yanı sanırım bu günü hatırlamayacaklar.Herkes ben mi ki, karaları bağlasın yanında olamadım diye üzülsün... Şimdiden o gecenin planını yaptım.Önce duygusal romantik ağlak zırlak bi film alıcam.Sonra birkaç bira.(Kesinlikle canım isteyecektir).Sigara zulam sağlam olmalı.Bi pakette peçete aldık mı tamamdır :)Şimdiden stresine girdiğim şeyi anlatırken gülümseyebiliyorum.Demekki aklımı yitirmeme az kalmış...



Yalnızım ben çok yalnızıııımmm.
Buymuş benim alın yazııımmmm.
İster uzak ister yakın
ANILAR BENİ RAHAT BIRAKIN....
Artık dönsen de dönmesen de
Ne çıkar beni sevmesen de
Bir kadehim var bak elimde
HASTERİ İÇİYORUM...


Ağlamak ister için bazen yapamazsın,Hatıralardan kaçamazsın...


Belkide varlığıma sevinen yoktur.Sanki herkes mecburmuş gibi nasılda havaya girmişim :D
Amaann salla... eşşek kadar olmuşum bu saatten sonra değişecek halim yok ya...
Klasik Bir Not:Aslında bu yazıyı silerdim ama Perşembe günü bana kimse ilişmesin diye silmiyorum.

Türk Futbolunun Efsane 11'i Belli Oldu

zaman: 12/17/2008 0 yorum
Spor dünyasının merakla beklediği Efsane 11 belli oldu.Son 25 yılın futbol yıldızlarının çekişmesi 200 bin kişinin oylarıyla sonuçlandı.
Bu sabah haberlerde duyunca nasıl heyecanla baktığımı anlatamam.
Kadroda 5 Galatasaraylı, 3 Fenerbahçeli ve 3 de Beşiktaşlı futbolcu yeralmış.
Ve işte efsane oyuncular...

Kalede: Rüştü Reçber(Fenerbahçe-Beşiktaş)

Sağ Bek: Recep Çetin(Beşiktaş)

Stoper: Alpay Özalan (Beşiktaş-Fenerbahçe)

Stoper: Bülent Korkmaz (Galatasaray)

Sol Bek: Hakan Ünsal (Galatasaray)

Sağ Açık: Rıdvan Dilmen (Fenerbahçe)

Orta Saha: Sergen Yalçın (Beşiktaş-Fenerbahçe-Trabzon-Galatasaray)

Orta Saha: Oğuz Çetin (Fenerbahçe)

Sol Açık: Arda Turan (Galatasaray)

Forvet: Tanju Çolak (Galatasaray-Fenerbahçe)

Forvet: Hakan Şükür (Galatasaray)
Not:İnşallah hakedenler seçilmiştir.

Salı, Aralık 16, 2008

Yatak Odası Tasarımları

zaman: 12/16/2008 4 yorum
İlginç tasarımlar her zaman ilgimi çekmiştir.Çoğu zaman yaşam tarzıma uymadığı için kullanamasamda hayatıma ucundan kıyısından oturuyorlar.Bu konuda abime çektiğimi sanıyorum.Hiç işine yaramasa bile değişik bişey görmesin, hemen alır.
Bu tür eşyaların/araç gerecin en kötü yanı ya çok kalitesiz yada aşırı pahalı olmalarıdır.Yani hep içinizde bi ukde,  bişey  olur  kalır :)
Şimdi bir kaç yatak odası tasarımına bakıyoruz..Baktıkça da  içim eriyor ama babam bu yaştan sonra bana yatak odası dizmez gibi geliyor.Bakalım belki birgün bi çatı katım olursa kendim alırım.
(Hayallere dalmadan devam ediyoruz)

İlk resmimiz Benim en çok beğendiklerimden biri.Eğer benim gibi odasından çıkmayan biriyseniz ideal.Sadece tv nereye konacak onu bulamadım.Ama kanepenin karşısındaki duvarda küçük bir plazma olabilir diye düşünüyorum.
İkinci resmimizin teması yat kalk ders çalış.Gördüğünüz gibi ders çalışma masaları gayet büyük ebatlarda odanın kendine özgü sadeliğinde hiçbir hobisel öğe bulunmamakta.Ya yukarı çık ders çalış ya aşağı in zıbar!olayımız budur yani...
Bu resmi sürekli mızırdayan kızlara itaf ediyorum.'Anneee Mertcan kafama yastık atıyo','ya anne abim müziğin sesini çok açıyo' diye viyaklayan bir kızınız/kızkardeşiniz varsa ona böyle bi oda yapın.Olmadı odanın ortasına bi set çekin.O tozpembe hayallere dalarken sizde sessizliğin tadını çıkarın :)
Bu oda serinin renk seçimi en güzel olan tasarımı.Zaten arkadaşlarda bunu düşünelim diye tasarlamışlar.Çünkü başka hiç bir fonksiyonu yok.Ne yatak yüksekliği uygun,ne de dolabı bişeysi var.Uzatmadan geçiyoruz.

Bundan sonraki resimler kıç kadar odaya kardeşiyle yada kankasıyla sığabilecek ender insanlar için tasarlanmış.Hele bi kısmı abartılıp çalışma masası, bilgisayarı tek tutulmuş ki ben onları alınlarından öpüyorum. :)
Son olarak bu yatak odalarında en çok dikkatimi çeken iki şeyin altını çizmek istiyorum.Birincisi odaların müthiş derecede aydınlık olması.İkincisi merdivenlerin bile çekmece olarak kullanılmış her ayrıntıya özen gösterilmiş olması.

Unutmadan tasarımlar aldığımız siteye teşekkür ediyoruz :p
(İnşallah kendileri yapmışlardır.Yoksa teşekkürümü geri alırım.)

Pazartesi, Aralık 15, 2008

Senden Vazgecmedim

zaman: 12/15/2008 0 yorum
Bir derdi var gönlümün o da sensin
Ne gelirse başıma aşktan gelsin, senden gelsin
Aşk kolay olanı sevmez ki ben en zorunu seçtim
Ben aşkı bildim
Bırakıp gittin diye zannetme ki senden vazgeçtim
Ben aşkı terk etmedim
Sen bende benden fazla, ben kalmadın ki bana
Ölene kadar sana, aşığım anlasana


Bir derdi var gönlümün o da sensin sensin….
Ne gelirse başıma aşktan gelsin, senden gelsin


Aşk kolay olanı sevmez ki hiç
Ben en zorunu seçtim aşkı bildim
Bırakıp gittiğin günden beri
Ben senden vazgeçmedim
Ben aşkı terk etmedim..


Sen bende benden fazla
Ben kalmadın ki bana
Ölene kadar sana
Aşığım anlasana…


Not: Ses kaydı iyi değil ama şarkıyı dinlemenizi tavsiye ederim...
İzleyemeyenler burdan buyursun...

İs Telefonu

zaman: 12/15/2008 0 yorum
Ev telefonu hayli yüksek gelince, ev halkı toplanmış ;
Baba : 'Yahu bu korkunç bir fatura. Ben bu telefonu asla kullanmıyorum,
hep çalıştığım şirketteki telefonu kullanıyorum.'
Anne : 'Aynen ben de... Akşama kadar çalıştığım bankada elimin altında
telefon. ne yapayım bunu.'
Oglan : 'Vallahi ben de Şirketimin bana verdiği cep telefonu ile bütün
görüşmelerimi yapıyorum.'
Kız : 'E benim de Şirket hattim var. Ev telefonunu hic kullanmam ki..'

Herkes aniden evdeki hizmetçiye döner ve cevap arar gözle bakarlar...

Hizmetçi : 'Eee... Problem ne o zaman? Sanırım hepimiz iş telefonlarını
kullanıyoruz...'

Pazar, Aralık 14, 2008

Biippppp

zaman: 12/14/2008 2 yorum
:)

Oyuncu Bebek

zaman: 12/14/2008 0 yorum
Ben bu videoyu izleyeli çok oldu ama bloguma koymamıştım.ben ömrümde böyle numaracı böyle şeker bi bebek görmedim.Buyrun...
Beğenmeyen iade edebilir :)

Çarşamba, Aralık 10, 2008

Küsemiyorum

zaman: 12/10/2008 0 yorum
Bi insanın küsemediği için üzülmesi nasıl bi duygudur sınflandıramadım.
Bu gün hiç beklemediğim bi şekilde, görüşmediğim iki üniversite arkadaşım bayram ziyaretime geldi.(İkisi evli)
Normalde başka bi şehirde yaşıyorlar evim onlar için yol üstü olduğundan gelmişler.(Benim özlediklerine inanasım gelmiyor doğrusu)Yinede sağolsunlar diyorum.
Onları misafir ederken ve yollarken yüzümde gülümseme kalmış olsa da düşününce çok  hassas olduğumu bildikleri bi konuda umursamazca yorumlar yapıp dalga geçtiklerine en ağır lafları en yakınlarımdan duyduğuma hala inanamıyorum.Beni kırmış olabileceklerini bir an bile düşünmediler(ki hala da düşünmüyorlar)
Hatta bu konu haricinde kırgınlığıma sebep olan bi çok şeyi de umursamadan ailemin yanında 'bu ne vefasız kız yaa' diyebildiler :)
Benim yerimde başkası olsa muhtemelen, önce ne kadar kırgın olduğunu anlatır sonra tekrarlanması durumunda en ağır laflarla onları paçavraya döndürürdü.Ben ne yaptım onları en iyi şekilde ağırladım sıcak bi ortam oluşması için kendimi paraladım.
(Konu çok uzadı belkide onlar için bu satırlar bile deymez.)
Şimdi işin ilginç tarafına geliyorum.
İşin ilginç tarafı iki gündür kendimi şişirip durduğum pek sevgili bir arkadaşımı aradım ve biliyormusun bana kim geldi diye havadis verdim.Halbuki korkunç bir küsüşün eşiğindeydim.Eminimki bu olay olmasa onu uzun süre  aramazdım.Ama bunu ona anlatmayacaktım da kime anlatacaktım.Ya da ona anlatmasam tadı tuzu mu kalırdı.
Üfff anlamadım gitti.
Şimdi bu benimki lahana turşusu mu perhiz mi nedir yaa?

Cumartesi, Aralık 06, 2008

Laleler

zaman: 12/06/2008 8 yorum
Sonunda sesimi duydular...
Çiçekler içinde en çok laleyi severim.İstanbulda ve diğer bir çok ilde meydanlar lale ile dolduruluyorken hep ümitle bekledim.Yakında bu furya Gaziantepe de gelir dedim.Bekledim bekledim tık yok.
Halbuki benim için süper bişeydi.Nereye baksam lale görecek olmam yada kocaman bi lale bahçesinde geziniyor olmam.Ooff yani en kötü günümü hayatımın en güzel günü dahi yapabilir.Hayali dahi güzeldi ama olmadı.Sonra kızmaya başladım sırf bunun için Belediye Başkanlığına gitmeyi düşündüm.Tamam şehrimiz güzel her tarafta çiçekler yeşil alanlar var(hemde bir çok ili kıskandıracak kadar)Ama niye lalemiz yok yaa.Neyseki bugün aldığım duyuma göre bu sene bizde laleleniyormuşuz.Hemen yarın etraf lale dolacakmış gibi heyecanlandım.
Aslında her sene kendime bi lale soğanı alırım.Yakınlarımda bana getirirler.Ama ben lale yetiştiremiyorum ne yapayım.
Öyle çok seviyorum ki sıcak mı oldu, soğuk mu vurdu, suyu mu az, sevgisiz mi kaldı diye diye dırdırımla öldürüyorum caaanım çiçeği :)
Ama yılmayacam.Önümüzdeki günlerde 3 lale soğanı geliyor bana.İnşallah bu sefer beceririm.
 

Hep-Yek Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea