Pazartesi, Ağustos 03, 2009

Ayın Elemanı

zaman: 8/03/2009
Yaz aylarında stajyerlerden dolayı işyerimizin  nüfusu 2 katına çıkıyor.
Ben de bu sayede bir sürü insan tipiyle karşılaşmış, yakınlaşmış, karışmış ve de  kaynaşmış oluyorum.
Neler gördüm neler...
Misal hiç otlakçı arkadaşım olmamıştı,Oldu.
Cinsel hayatını noktasına virgülüne kadar anlatanı oldu.
Kankam gibi olup ta aslında kankam olmayanı oldu.
Kendini bulunmaz bursa kumaşı sanıp 'sizi ... için tercih ettim' diyeni oldu.(Buna da çok gıcık olmuştum ama mevzu bu değil)
vesaire vesaire...
Çoğuna da gıcık oldum doğrusu ama şuan elimin altında bi tane var ki ömre bedel.
Bu adam ne işe yarar, ne yapar  hergün düşünüyorum ben hala bulabilmiş değilim.
Önceleri sinirleniyodum şimdi şoka giriyorum bu kadar rahat olunur mu diye.

Kendisi daha 20 yaşına girmemiş ama ağır tiryaki.
Tiryakiliği sadece sigara da değil.
Arkadaş telefonla mesajlaşma tiryakisi, tuvalet tiryakisi artı olarak sigara tiryakisi.

Yani traji komik dedikleri böyle bişey olsa gerek.
Kısır döngü şöyle başlıyo.
Adam geliyo biraz ortalık bi yerde oturuyo herkes onu görsün diye.Sonra çaktırmadan dışarı çıkıyo.Hani büroda sigara yasak ya.Gidiyo içiyo minimum 20 dk ama genellikle yarım saatten az olmuyo bu süre.Sonra işyerinden birinin telefonuna cevapsız çağrı geliyo.Bana kapıyı aç manasında bi dürtükleme.Kalkıp açıyolar kapıdan girdiği gibi tuvalate gidiyo.Bizim çocuklar alışmışlar artık, içlerinden  biri rekor kırar ümidiyle hemen dakika tutuyor.Bi o kadar da tuvalette kalıyo arkadaş.Bir rivayete göre tuvalette kalış süresi rekoru 40 dk imiş.Tuvaletiniz geldiyse bittiniz yani.Orası o adamın makamı yapacak bişey yok.Neyse geliyo ortalıkta görünüyo bir kaç dakika.Ve o göründüğü süre ona nasıl bir güç veriyorsa artık 'nasıl olsa iş yaptım sorun yok' diye düşünüp bu seferde etrafa emir yağdırmaya başlıyo.
İçimden bağırmak onu boğmak geliyo ama hangi yaptığına bağırsam diye karar veremiyorum.
Geçen pazartesi  işe gelmedi mesela.Ondan önceki pazartesi de gelmemişti.
İlkinde sormayım da utansın bari, mahçup hissetsin kendini dedim.Arkadaş tınlamadı.
Bu sefer acayip gaza gelmiştim.
Pazartesileri senin izin günün galiba dedim.Cevap vermedi.
Nerdeydin dedim.Ablam doğum yaptı dedi.
Hıımm dedim.
Bilen bilir bizim buralarda kızın  abisi, erkek kardeşi, babası falan bu durumlarda biraz toz olur etrafta çok dolaşmaz.
Ama bu arkadaş bizim buralardan olmadığı için akşama kadar ablasının peşinde koşturmuş sanırsam.O çok sevgili telefonu da nedense kapalıydı.
O gün şeytan beni dürtmüştü sanırım, tam katil olacak kıvamdaydım.
Gözümün içine baka baka yalan söylediğini düşündüm ve daha çok sıkıştırmaya karar verdim.
Geçen pazartesi ne oldu dedim.Hatırlamıyorum dedi.
Allah biliyor ya ben o an katil olmadığıma göre bi daha da kolay kolay olmam diye düşünüyorum.
Bi kartvizit çıkardım üstündeki büro telefonunu çerçeve içine aldım ve başka bi elemana uzatıp şunu arkadaşa verin buranın bi telefonu olduğunu hatırlasın dedim.
Aslında daha söylenecek çok şey vardı.Hatta ona yumruk atmak isterdim.Sonra düşündüm de onu muhattap aldığıma deymezdi.
Beni hanımefendi çizgimden kaydırmasına izin vermedim.
Şimdi benim verdiğim son şansını kullanıyor ve o bunu bilmiyor.Eğer bir kere daha çizgisini aşarsa Allah yarattı demeden ağzıma geleni, yaptığı tüm saygısızlıkları yüzüne söylemeyi düşünüyorum.

0 yorum:

Yorum Gönder

Dök İçini Rahatla Ayol...

 

Hep-Yek Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea