Pazartesi, Eylül 13, 2010

Buyutmek ya da buyutmemek iste butun mesele bu

zaman: 9/13/2010
Bu sene bildiğim herşeye yeniden bakmam gerektiğini farkettim.Bazı şeylerin yeniden yorumlanması gerekiyordu.
Büyük dediğim bi çok şey gerçekten büyük değildi.

Benim hiç bi zaman köşe yazarlarını takip etme huyum olmamıştı.
Gazete: haberlerin alındığı bi iletişim aracıydı ve haberin yorumunu kendim yapabilme kabiliyetine sahiptim.
Neden köşe yazarı benim yerime yorumlasın ki derdim.
Çok ta doğru yaparmışım.
Tatilde üç beş gün köşe yazarlarını takip ettim, dünyam döndü.
Bizim bloggerlardan zerre kadar farkı olmayan yazılar, yorumlar ve konuşma şekilleri var...
Blogspot alt yapısıyla yazsalar en azından amatör oldukları için sevimli olurlardı.
-Kadınların yemek yapmayanlarının cümleleri: bizim kızlarla oraya buraya gittik, onu işlettik, buna laf soktuk, tatilde bilmem kimlerle yatmaca-havalanmaca-alışveriş yapmaca vs.
-Siyaset yazarları: babamların kendi aralarındaki Türkiyeyi kurtarma maceralarından bir tık fazlası.
-Tv eleştirmenleri: kanalizasyoncu :)  (bakınız Okan Bayülgen kanalizasyon...)

Ben blogları takip etmekle çok iyi yapıyormuşum dedim.
Bana hayatın içinden haberler veren gazeteciler bi süre sonra "sen benim kim olduğumu biliyomusun arkadaşım, gazeteciyim kalburüstü adamım ona göre" diyebiliyorlar.Halbuki aynı şeylerden bahseden bloggerlar hiç te öyle değiller.

Son zamanlarda twitter da pusudayım.
Bazı televizyoncuları, sanatçıları, radyocuları falan takip ediyorum.
Hepsi birbirinden hoş.
Demet Akalını oldum olası sevmezdim sevemiyorum.
İnsanın hiç mi sakin mütevazı duygulu anı falanı olmaz.
Şımarık kolejli kızlar olurdu eskiden benim için aynen öyle bi tip
Gülben Ergen tüm hayallerimi yıktı.
Ne yapıyor ne diyor zerre kadar anlamıyorum.
Tek bildiğim eliyle kahkülünü düzeltse  twitter'a yazıyor.
Cüneyt Özdemir sürekli yazıyor yazıyor program sunarken reklam arasında bile durmuyor yazıyor.
Gani Müjde gördüğüm en çok siyaset yapan mizahçı.
Erdil Yaşaroğlu cool bi adam.

Bi de ben bişeyi anlamıyorum.
Diyorlar ki:
Sahil şeridi insanları aydınlardan oluşuyor.
Cumhuriyet gazetesi okuyup Atatürk'ü seven, kültür sanat ağırlıklı yaşayıp çağa ayak uyduran insanlar.
Onlar herşeyin en iyisini biliyorlar.
Belgesel izliyorlar Fazıl Say dinliyorlar.
Bu kadar akıllı neden cahillere yanlış yaptıklarını anlatamıyorlar?

Bi de hani Türkiye elden gidiyor diye laikliğe dikkat edelim diyenler var ya, onlar BDP yi görmüyorlar mı?
Yani teröristlerin Türkiyeyi bölmeye çalışması laik olmayanların fikir çatışmalarından daha mı önemsiz?
Ya da onlar da mı bir çeşit bölücü terörist? Belki de sıralaması farklıdır, öncelik laiklikten yanadır?
Öyle midir? 
Ben bu soruların cevabını çok merak ediyorum.
Ben sorsam birisi cevap verse olmaz mı?

 



2 yorum:

ayci dedi ki...

ben cevaplayamam...

Seyyah dedi ki...

Niye ama yaaa niyeee

Yorum Gönder

Dök İçini Rahatla Ayol...

 

Hep-Yek Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea