Çarşamba, Eylül 30, 2009

musteri hizmetleri hikayeleri

zaman: 9/30/2009 2 yorum
Ben yerimde duramadığım için daha doğrusu susup oturamadığım için her yerin müşteri hizmetlerini bilirim.Maziye şöyle bir bakmak gerekirse...
Kontörüm fazla fazla gittiği için Turkcellden şikayetçi oldum ve 100 kontör kadar iade aldım.
Sonra kardeşime bedava dakikalar vermişlerdi ama bana vermediler.Ben düzenli kullanıcı olduğum için cezalımıyım dedim (Bundan bişey çıkaramadım ama bu sene aveaya geçtiğimde turkcell yalvar yakar olmuştu içimde kalmasın diye bunu yüzlerine vurdum)
Geçenlerde Lcwden aldığım bi pantolonu diz yaptığı için değiştirmek istedim.Yanlışlıkla etek olarak kaydetmişler.Herkesi ayağa kaldırdım ispat edemediğim için çok uğraştım ama son çare olarak ben vazgeçtim eteğimi geri verin bana deyince eteği veremediler pantolonu iade aldılar :)
Ondan önce de babama bi tlf almıştık.Telefonun menüsünde varsayılan ayarlarda Turkcellim menusu var ama orjinaline bakılırsa olmaması gerek.Telefonu aldığımız yere zaten gıcıktım Nokiayı Turkcelli heryeri aradım bunlar sizin hediyelerinizi parayla satıyorlar diye :) Ama kimse oralı olmadı.Sorun değil dedim benimki insanlık vazifesi :P
Sonra o markete gittim direk kendilerini şikayet ettim.Şikayet kutusuna yazdım tınlamadınız hatta beleş olsun diye mail adresi verdim ama nerdeee dedim.Mallarınızın kalitesi düşüyor sizin vurdum duymazlığınız artıyor dedim.Müşteri olarak memnun değiliz haberiniz olsun dedim.Hakkatende ordan aldığımız markalı ürünler de kalitesiz oluyor anlamadım gitti.Hele de şu Ace çamaşır suyu iğrenç yaa.Bununla da en kısa zamanda ilgilenmeyi düşünüyorum.Sanırım Acenin fabrikasına numune göndercem.Hatta hazır gaza gelmişken mail atıım :)))

Pazar, Eylül 27, 2009

bankanin kapisini acik unutmuslar

zaman: 9/27/2009 0 yorum
Burası Türkiye
Adamlar bankanın kapısını kilitlemeyi unutmuşlar.Allahtan alarm çalışır durumdaymış ta ucuz atlatmışlar.
Üstelik bankanın güvenlik kamerası yok, karşısında bulunan belediye binasının da güvenlik kamerası yok.
Ben yıllar önce duymuştum.Bankaların çoğunda kamera göz boyamak için dururmuş.Kamera ya çalışır durumda olmaz yada anlık görüntü verir kayıt yapmazmış.O zaman inanasım gelmemişti.Şimdi inanasım geldi...
Haberin ayrıntıları burada...

Cuma, Eylül 25, 2009

Digsby Kullanmaya basladim

zaman: 9/25/2009 2 yorum
Bu konu nasıl anlatılır pek bilmiyorum ama uzun süredir msnin son sürümünden, zorunlu güncellemelerden, ordan burdan farklı hesapları kontrol etmekten çok sıkılmıştım.Onu aç onu kapat ona şifre gir bilmem ne daral geliyodu.Mecbur olmadığım sürece msn açmıyodum o kadar yani.Neyse işte iki gün önce msni güncellesem mi ne yapsam derken bu programı buldum.Bi kullanıcı hesabı açıp msn, facebook, gmail, hotmail nerde hesabım varsa ekledim.Şimdi istediğimi online istediğimi offline yapıyorum.İstediğim gibi yazışıyorum.En güzeli de mail kontrolü: mouse la ilgili mail hesabımın üstüne geldiğimde direk önizleme alıyorum.Eğer önemli bişeyse mail kutumu açıp bakıyorum. Çeşitli tema vs. seçenekleri mevcut.Şekil 1-a:

Resmi büyütüp ayrıntılarını inceleyebilirsiniz.

Şuana kadar programın bi zararını görmedim.Varsa bilmiyorum yani.Programın teknik anlatımı için şu sayfaya bakıp indirebilirsiniz.Zaten bende ordan indirdim.

bu da bana ders olsun

zaman: 9/25/2009 2 yorum
Bu hikayede insanların nasıl bi psikolojiye sahip olduğu ve nasıl başedileceği çok net olarak görüldüğü için çok severim ve herkese de anlatırım.
Bu gidişle aynı taktiği yeğenime uygulamam gerekecek o da ayrı mesele...
Adamın biri emekli olmuş.Şehir merkezine uzak bi yerde  bağ bahçeyle uğraşacağı bi ev almış.Senelerce şehir gürültüsünü çektikten sonra sessiz sakin bi yerde yaşamak istemiş.Neyse adam evine yerleşmiş tüm hayalleri gerçek olmuş ama bi sorunu varmış.Düşünüyor düşünüyor  çözüm bulamıyormuş.

Her sabah uykunun en güzel yerinde köyün çobanı hayvanlarını otlatmaya götürüyor büyük bi gürültü içinde yatak odasının camının önünden geçiyormuş.İster istemez hayvanlar bahçeye zarar veriyor adamında uykusu bölünüyormuş.
Adamın aklına bi fikir gelmiş sabah çoban sürüyü götürürken yataktan fırlayıp çobanın yanına gitmiş.Seninle tanıştığıma nasıl memnun oldum anlatamam demiş.Böyle böyle emekli oldum geldim ev aldım falan hayallerim gerçek oldu ve bunda en büyük katkı senin demiş.Çoban şaşırmış benle ne alakası varki demiş.Olur mu yaa, ben hep sabah koyun kuzu sesiyle uyanmak isterdim demiş adam birazda abartıp çobanın koltuklarını kabartmış.Çoban sevinmiş sen hiç merak etme ben hep burdan geçerim demiş.Adam buna sevinmiş bu iyiliğini karşılıksız bırakamam sana sürünü burdan geçirmen karşılığında para vericem demiş.Çoban yok mok desede bu işe sevinip parayı almış.Adam taktiği işe yaradığı için halinden memnun olmuş, bi süre  çobana düzenli ödeme yapmış.Sonra aksatmaya başlamış ve bi gün çoban gelip parasını istemiş.Adam mahçup bi tavırla maddi durumunun bozulduğunu artık ödeme yapamayacağını söyleyince yooo bizim anlaşmamız böyle değildi bundan sonra evinin yakınından dahi geçemem kusura bakma demiş ve arkasını dönüp çekip gitmiş.
Adam sorununa köklü bi çözüm bulmanın keyfini sürmüş.
Sonra gökten 3 elma düşmüş.Hepsini uyanık emekli yemiş :)

Perşembe, Eylül 24, 2009

Lenovo Reklami (Bayildimm)

zaman: 9/24/2009 0 yorum

Alt Baslik

zaman: 9/24/2009 3 yorum
-Can Dündar karısını aldatmış.Artık elimizde iç geçirecek romantik bir erkek modeli  kalmadı.Zaten Can Dündar erkekleri sinir edip kadınları gereksiz hayallere kaptırmaktan başka bi işe yaramıyordu.
-Sen bana hiç böyle güzel şeyler söylemiyosun Ahmeettt...
+En azından aldatmıyorum Nermin.Elini öpte başına koy.Bak  elde ne kocalar var...
-Habercilere taktım kafayı.Hepsi Cem Garipoğlunun peşinde dört dönüyo.Sonrada hepsi tek derdimiz bu değil olayı adalete bırakalım cool olalım mesajı veriyor.Kusacam yakında.
-Onnar Cem diyo başka bişey demiyo.Ama ben toplumu bilgilendiriyorum.Hem bu sıcak habeerrr...
-Temel'e sormuşlar karının güzel olmasını mı istersin yoksa aptal olmasını mı?Aptal olsun uşağum demiş güzelluk geçicidur.
- Böyle bi soru neden sorulur bilmem.Saçma olmasına rağmen bu fıkrayı neden seviyorum onu da bilmem...
-Televizyonculara televizyoncu olmuşsunuz ama adam olamamışsınız hahahaaaaa demek istiyorum.
-Gözünüzü raiting bürümüş siz önce bi göz doktoruna gidin demek istiyorum.Bi de Seda Sayanla M.Ali Erbile televizyona çıkma yasağı konulsun istiyorum.
-Bu yazı sürekli güncel kalsın ve ben alt başlıklarımı buraya hep ekleyeyim istiyorum...



   

Perşembe, Eylül 17, 2009

Özel Fiyatlı Vichy Tanışma Serisi

zaman: 9/17/2009 2 yorum
Efenim Vichy bana mail atmış özel bi tanışma serisi kampanyası başlatmışlar siz de duyururmusunuz diyorlar.
Tabi duyururum neden olmasın diye düşündüm.Sonuçta ben denememiş olsam da Vichy her daim Neşeciğimin vazgeçilmesi olmuştur.Bana da sürekli tavsiye eder.Neyse şimdi özel fiyatlı tanışma serimize dönelim...


Neden Vichy?
Vichy, üstün teknolojiyle geliştirilmiş L’Oréal Laboratuarları ve 2500 uzman araştırmacının sağladığı güçle “sağlıklı güzellik” sunuyor. Avrupa’nın 1 numaralı dermo-kozmetik markası olan Vichy, cildi çok iyi tanıyan dermatologlar tarafından ilaç kalitesinde ve en titiz şekilde hazırlanmış ürünlerle kullanıcılarını buluşturuyor. Tüm ürünlerin etkinliği dermatolojik testler ile kanıtlandığı için Vichy yalnızca etkili değil, güvenli ve sağlıklı cilt bakımı imkânı da sunuyor. Sadece eczanelerde satılan Vichy ürünleri hipoalerjeniktir ve siyah noktalara sebep olmaz.
Şimdi en çok tercih edilen Vichy ürünleri inanılmaz tanışma fiyatlarıyla !
Vichy, 18’den 50 yaşa kadar herkesin kullanabileceği farklı cilt tiplerine yönelik geniş ürün yelpazesine sahiptir. Bu ürünler arasında Liftactiv CxP, Aqualia Thermal ve Normaderm serileri tüketiciler tarafından en çok tercih edilen ürünler arasında yer almaktadır.
Aqualia Thermal Nemlendirici: Vichy termal suyu’nun güçlendirici, rahatlatıcı özellikleriyle 24 saat sürekli nemlendiren ve hassasiyeti %42 azaltan bir bakım sağlar. Şimdi sadece 26.90 TL!
Normaderm: Sivilceler, genişlemiş gözenekler, parlama, kızarıklık problemlerine karşı nemlendirici bakım sağlar. Var olan ve tekrarlayan cilt problemlerinin görünümünü azaltmak için içeriğindeki çift etkili formülle cilde sağlıklı, canlı bir görünüm kazandırır ve cilt problemlerinin tekrarlanmasını engeller. Şimdi sadece 26.90 TL!
Liftactiv CxP: Vichy, 12 yıllık uzmanlığı sonucunda kırışıklık ve sıkılık kaybına karşı yeniden yapılandırıcı bakım sağlayan yeni bir ürün geliştirdi. Peptide² ve sürekli salınım halindeki C vitamini etkisiyle hücre yenilenmesine yardımcı olur ve anında sıkılaştırıcı etki sağlar. Cilt görünümünde gözle görülür lifting etki, kırışıklıklara karşı onarıcı ve sıkılaştırıcı bakım sunar. Avrupa’da eczanelerde kırışıklıklara karşı bakımda en çok tercih edilen Liftactiv CxP şimdi sadece 39.90 TL!
Vichy’den cildinizi sağlıklı güzellikle tanıştırma fırsatı!
En çok tercih edilen Vichy cilt bakım ürünlerinden oluşan Özel Tanışma Serisi şimdi denemeniz için 26,90 TL’den başlayan özel tanışma fiyatlarıyla. Hemen Vichy yetkili Eczaneleri’ne gelin, sınırlı sayıdaki Aqualia Thermal, Normaderm ve Liftactiv CxP ürünlerinden oluşan özel seri sayesinde Vichy kalitesiyle tanışın!
Vichy
• Aqualia Thermal 40ml 26.9 TL
• Normaderm 40ml 26.9 TL
• LiftActiv CxP 40ml 39.9 TL
Şimdi 26.90 TL’den başlayan özel tanışma fiyatlarıyla
Vichy mucizesini siz de cildinizde hissedin…

Bloggera giris sorunu yasiyorsaniz....

zaman: 9/17/2009 2 yorum
Hesionka'yı okuyunca ne iyi etmişte yazmış bende millete  duyurayım bari dedim.
2-3 gündür blogspot alt yapılı bloglara girme sorunu yaşıyordum.Tabi buna kendi blogumda dahil.
Buradaki yazıyı okuyunca uyguladım.Hesionka nın da önerdiği gibi DNS değiştirme işime yaramadı.Fakat "DNS sunucu adresini otomatik al" seçeneğini işaretleyince sorunum çözülmüş oldu.
Ben rahata erdim darısı sizlerin başına...

Çarşamba, Eylül 16, 2009

Ah bu kadin milleti

zaman: 9/16/2009 2 yorum
Bugünlerde okuduğum kadın yazarlar hep netten alışveriş yapmış.İncik boncuk için, makyaj malzemesi için dükkan dükkan gezme devri son bulmuş.
Derdim bu mu?
-Hayıırıırrrr...
Ben bu yazıları okuduğumdan beri  canım böyle yaprak sarması çekmiş gibi yada bi kase kiraz görmüşümde iftarı bekliyomuşum gibi ölüyorum burda.Site site dolaşıyorum ısrarla bişey alma çabası içindeyim.Çanta, elbise, makyaj malzemesi,ev eşyası, hobi malzemeleri, kırtasiyeler bakmadığım hiçbişey kalmadı.
Bi ara öyle bi sapıttımki ucuz bişey bulayım ihtiyacım olmasa da  alayım noktasına geldim.
Bi dünya siteye üye oldum.Ama yok kardeşim alışveriş yapasım yok.Sadece ben bu sistemin bi parçası olmak istiyorum.Sistemden kastım alışveriş çılgınlığı değil.Kapıma bi kargo gelsin istiyorum.Şehirdışında o kadar dostum ahbabım var (dostum yok ahbabım var) bi Allahın kulu da hediye yollamaz.Gerçi  max factor, loreal falan yollamıştı.Hatta lorealin yolladığı hediyeyi bi mağazaya verip yerine golden rose allıkla fondoten almıştım :) Onlarda kırışıklık giderici yollamış ben ne yapayım.Benim gibi gergin adam kırışırmı hiç.
Neyse ne diyordum hıı kargo diyordum bana kargo gelsin yaa.
Şu japon pazarından keçe beğenmiştim onu mu alsam yoksa.
O da kredi kartı kabul etmiyo havale istiyo yaa.Üşeniyorum offff...
Sitenin biri de iyice sinirimi bozdu.
Sattıkları ürün bu.İyi ki de tükenmiş yani.
Bizim buralarda 3-5 lira bişey.Gerçi gümüş yazmışlar ama bilemiyorum.Bide 35 ten düşmüşler.Yuh yani.
Ben bu şartlarda nasıl internetten alışveriş yapcam yaaa.
Ama azimliyim mutlaka bişey alcam...


Bi de rüyamı yazayım yoksa çatlarım.Rüyamda annemle biz birlik olmuşuz babamın başına bi iş getirmişiz.Ama ne yapmışsak artık bi an evvel evden kaçma isteği duyuyoruz.Bavul falan hazırlamışız bildiğin kaçıyoruz.Annem çok pis tırsmış durmadan acele et diyo bana.Sonra kaçabildik mi hatırlamıyorum.Uykuyla uyanıklık arasında bi ara  kendime dyorum ki rüyamı bloguma yazayım da bunların bi arşivi olsun.Sonra düşünüyorum lan babamın başına bi iş gelse sonra analı kızlı plan yapmışlar bide rüya gibi nette yayınlamışlar diye bitirirler bizi diyorum.
Sona ben bi daha uyudum (40 kere sonra yazdığımın farkındayım) Rüyamda Elazığa gitmişim.Elimde bi çanta var.Poşet çanta gibi ama bayağı büyük bişey.Ortaokulumda geziyorum ama lisedeki müdürümü görüyorum.Çok fena duygulanıyorum.İnsanların beni hatırlamasını bekliyorum ama nerdeeee...
Kantin gibi bişey var, orda da kuruyemiş satılıyor.Sırf ayıp olmasın diye çekirdek alıyorum.Niye ayıp oluyosa :S
Bi taraftan da düşünüyorum annemi arayıp gece gelemeyecem desem uzun zamandır görmediğim bi arkadaşımı ziyaret ederdim diyorum.Ki bu cümleden sonra annemden habersiz Elazığa gittiğimi ve bi taraftanda tırstığımı farkediyorum.
Rüya tabirinden anlayan biri olsa da bunları keşke yorumlasa.Mantıklı bi açıklaması varsa tabi...
Sonra ben sabah kalktım heyheyler tepemde zaten.Müge Anlıyı izliyorum.O yine ezbere bişeyler konuşuyor.Ben o kafayla Mügeciğime bi mail attım.Kadın beni canlı yayında cevap vermek suretiyle fırçaladı :))
Ama ne kadar üzüldüm anlatamam.Bi insan ancak bu kadar önyargılı olabilir.Harbi harbi fırça yedim yaa.Üstelik cevap verme hakkımda yoktu.Ve her zamanki gibi bu da haksızlıktı...
En son olarak biz aşkımla düşündük eğer her karanlık gecenin bir aydınlık sabahı varsa battı balık yan gider hesabı biz bu karanlığı dibine kadar yaşamaya razıyız.Hatta dedikki kaçmıyoruz burdayız anasını satayım, kader daha ne yapabiliyosa yapsın...
Çok pis gaza gelmişiz yaa :))
iyi ceceler....

Salı, Eylül 15, 2009

bana bi halley oluyo

zaman: 9/15/2009 6 yorum
Son zamanlarda acayip yanar döner bi psikoloji içindeyim.İçime bişey girdi çıkmıyo.Ruh mu desem cin mi şeytan mı bilemedim.
Şimdi ben babamla aramdaki gerginlikten sonra bi ara işi bıraktım.Sonra dünyayı bıraktım.Sonra da kendimi bıraktım.Kendimi yabancıya birine değil zamana bıraktım...
Neyse işte bu kadar şeyi bırakınca yeri ister istemez bişeylerle doldu.
Bu bişey asla insan sevgisi değil malesef :)
Yazının da suyu çıktı hay Allah :)
Diyeceğim şu ki ben hamarat oldum.
En son ne zaman yemek yaptığını hatırlamayan ben bi ara yemek yapmaya başladım.Akşam bulaşıkları benden sorulur oldu.banyoyu lavaboyu falan ovuyorum.
Yaptığım el işleride hamaratlığımı katmerledi.
Patik ördüm kesmedi.Kurdela nakışı başladım çeyizlik yapmaya kalkıştım buna devam da ediyorum.
Bi taraftan da atkı bere işine girdim.
Kışa yetişmesi için bi an evvel başlamam lazımdı 2 günde anca atkı modeli beğenebildim.
Allah bana akıl vermemiş safi marifet vermiş ayoolll :))
Lan benim içime bi ev kızı girdi çıkmıyo.Yakında komşuları çekiştirmeye de başlarım ben.

Pazartesi, Eylül 14, 2009

ugultu

zaman: 9/14/2009 0 yorum
Hissetmek ne işe yarar?
Bu sorunun cevabını bulamıyorum şuan.
İçinden bişey gelir ama kimseye anlatamazsın.
Anlatsan da anlamış gibi yapar ama yine de mantığını işaret ederler.
İçinden koparıp atar mantığına uyarsın.
Nedense kahrolası mantığınla hislerin bir türlü örtüşmez.
Hep bi savaş hep bi savaş.
Hangisine uysan diğeri olmadığın için kınanırsın.
Halbuki sen mutsuz olduğunda kimsenin pek umrunda olmaz.
Sanki diğerleri sadece kınamak için yaratılmıştır.
Sonuçta bir zar atarsın hayata.
Ne yaparsan yap şansın %50 dir.
Anlatamazsın.
Ki anlatmak zorunda olmak başlı başına bir derttir aslında.
O halde hissetmek ne işe yarar.
Çılgınları toplumdan soyutlamaya yarayan bi işaret mi?
Hisleriyle hareket edenler şu köşede dursun kendi çaplarında eğlensinler.
Biz mantıklılar gıpta içinde köşemizde mantıklı mantıklı, kardeş kardeş oturalım.
Arada bir de onları parmağımızla gösterip hahaha diyelim.
Bu da bizim eğlencemiz olsun.
Kendi çapımızda eğlenelim.

Benim zarım elimde bileğimi bırakın.Merak etmeyin sizin gibi yapmam.Asla zar tutmam... 



Cumartesi, Eylül 12, 2009

dogumgunu cocugu

zaman: 9/12/2009 2 yorum
Ecenin doğumgünü oldu 6 yaşına girdi(Allah ömürler versin)  Telefon  ettim.Kendisi ne kadar ukala olsa da beni çok sever biliyorum.Aklı benden gelecek telefondaymış kuzumun.Babası telefonunu bekliyordu çaktırmadan dedi.
Halaaaa doğumgünüme neden gelmediinnn diye açtı telefonu.Bu haksızlık aslında çünkü o anda benim söyleyeceğim hiç bir kelimenin hükmü kalmadı.Gözlerim doldu  aaa çağırmadın beniiii demek suretiyle bunu atlatmaya çalıştım.Neyse 3-5 kelime daha konuşup kapattık ama benim içime sinmedi tekrar aradım.
Eceeee biliyomusun ben seni çok seviyorum dedim.
Hıııı bunu söylemek için mi aradın beniiii dedi.
Lan oğlum sen kime çektin bilmem ki demek istedim diyemedim.Pis bozuldum.
Ama sonra halaaa ben en çok seni seviyorum dedi.
Bana çektiğini hatırladım :)
Son olarak son kez gözlerinin içine bakamadığımı ve son sözlerini unutmadım Ece.Ne seni yanımda getirebildim ne de sana doyabildim.Seni dondurma ve supriz yumurtayla kandırdığım için çok üzgünüm...Çok seviyorum seni...



Cuma, Eylül 11, 2009

Yarimin Aklinda Baska Bir Yar Var

zaman: 9/11/2009 2 yorum
Facebooktan dinlediğim bu şarkıyı çok beğendim ve dayanamadım indirdim.

Salı, Eylül 08, 2009

Benim Annem

zaman: 9/08/2009 1 yorum
Efenim benim annem 50 yaşına kadar Antepli olarak yaşadıktan sonra Kayserili oldu.
Nasıl oldu derseniz hani derler ya kayserili anasını boyayıp babasına satarmış diye, benim anamda ne bulsa babama satıyo.
Babam da çok saf sayılmaz ama yiyo...
Önce gidiyo çarşıdan bişey alıyo.Güzelmiş kaça aldın diyorum 3 e aldım ama babana 5 e satcam diyo.Ben başlarda şaka sanıyodum.Ama kadın babamın karşısına dikiliyo bak bunu aldım ver parasını diyo.Pazarlığa tutuşuyolar.Babam hep uyanıklık yapmaya çalışıyo o kadar etmez bu aldığın diyo ama annem kesinlikle indirim yapmaz.O çarşıdaki fiyatıydı bu bendeki fiyatı diyo  :)( bu arada sattığı şeyler annemin kendine aldığı kıyafet, eve aldığı tabak-çanak falan her türlü ıvır zıvır)
Annem hem kendine bişeyler almış hemde kar etmiş oluyo yani.
Benim asıl sevdiğim kısım altınlar :)
Bişey olur da annem babamın elinde altın görürse tüm sevimliliğiyle yanaşıp bu benim olsun mu diyo.Babamda kırmıyo sağolsun al bari diyo.
Sonra benim kayserili anam babamın altına ihtiyacı olunca 1,5 katı fiyatına babama satıyo :)
Gıcık oluyo babam, benim kuyumcu müşterim var onda daha ucuz diyo.Annemin lafı hazır tabi: ben sürümden kazanmıyorum istiyosan git ondan al bende bu fiyat diyo ve yine gülen taraf annem oluyo :)
Benim gıcık olduğum tarafsa annemin aslında hiç bir geliri olmayan bi ev hanımı olması.Anam gelirim yok diye oturuyor akşama kadar babamı söğüşleyip benden çok para biriktiriyor.
Geçen gün babam cebinde bi çeyrek altın unutmuş.Annem hemen gitti bi kumbara aldı altını içine attı bi güzel de üstüne yattı.Şöyle ki:
Babama gidip altınını buldum ama artık buna ihtiyacın kalmadığı için bu benim olsun demiş.Babam tamam der demez bi kaç gün geçsin de bunu  sana tekrar satcam deyip gülmüş.
Ben safım ya...Annem kumbarayı alırken anne çok adi bi kumbara bu, güzel bişey alsaydık keşke demiştim.0,35 liralık kumbarayla işi götürdü kadın.
Ben hala safım...

Yaşlı ve Oruçlu

zaman: 9/08/2009 0 yorum
Sünterciğimin bugünkü yazısını okuyunca bi anımı yazmak istedim.
Geçen ramazanda bigün işten çıktım eve gidicem ayakta giderim ama daha kısa sürer düşüncesiyle dolmuş yerine halk otobüsüne bindim.Hayatımın hatasını yaptım acele işin mi vardı ey akıllı otura otura gitsene.Bindim halk otobüsüne arkalarda bi yere geçtim laptop çantamı da çaprazlayıp omzuma taktım artık yolculuğa hazırım derken arkamdan bi ses geldi.Buyur otur kızım... Bu sesin hayatımı bu kadar değiştireceğini nerden bilebilirdim :). Arkamı dönüp baktım bi amca kenara kaymış falan bana yer hazırlamış.Tam oturmaya niyetlenirken arkaya doğru ilerleyen orta yaşlı kambur bi adam gördüm.İçimden dedim ki ben oturmayayım da bu adam otursun , adamcağız rahatsız falan.Yaşlı amcaya yok sağolun dedim demez olaydım.Gel otur kızım ayakta mı gideceksin falan ısrar ısrar üstüne.Ben gerçekten gerek yok dedim yine.Ve işte o an benim bittiğim an oldu.Amcam derin bi nefes alıp o nefesle yarım saat konuştu.Sen kendini benden mi sakınıyorsun... Benim senin yaşında kızlarım var... Sana gel otur ayakta kalma dedim kötü bişey mi söyledim... Bizim insanımız ne kadar fesat.... Saydı da saydı...
Adam bu kadar kızınca yanındaki diğer beyler sırf adam kendini iyi hissetsin diye gel kızım otur bişey olmaz falan dediler.Kambur amcamda gel otur deyince köşedeki koltuğuma oturdum.Bu arada benim yüzümde bi tebessüm var.Şimdi niyetimi söylesem kambur amca üzülür belki diyorum.Neyse ben oturunca dert bitecek sandım ama öyle olmadı.Amcam söylenmeye devam etti.Geçen günde başıma geldi bu, dünyayı gezdim Antep insanı gibi insan görmedim.Ayağa kalkıyo taklidimi yapıyo böyle kıçını bize dönüp ayakta duracaktın fena mı oldu, bak sana kendi yerimi verdim vs... Artık canıma tak dedi.Yaşlıdır oruçludur falan dedim sustum ama bi yere kadar yani.Yer vermeseydin amca, vermeseydin o zaman, bi kaşık suda fırtına kopardın, bi sus artık yaaa diye bağırdım.Yarım saattir otobüsü inleten amcanın sesine bide benim sesim eklenmiş oldu.Bu sefer amacm daha da çok gaza geldi.Öyle miiii tamaaammmm bi daha vermem tövbeler olsun kimseye yer vermem.Tövbeee yedi kıbleye tövbeeee.Yok Yookk suç bendeee.Sanane adamm...

İçimden ya sabır çekmekten sabır taşına döndüm.Yalnız bende çok efendiymişim yine de bana cazgır diyeneler şu satırları bi okusa keşke...
En sonunda biri adamın dikkatini dağıtmayı başardı.Bi sohbete tutuştular amcam beni unuttu.Ama canım öyle sıkılmış ki bizim evin önünden geçtiğimi gördüm ama otobüsten inmek aklıma gelmedi.Evi biraz geçtikten sonra dank etti.Müsait bi yerde inebilirmiyim diye şoföre seslendim.Amcam sesimi duyunca irkildi.Ben otobüsten inipte otobüs tekrar hareket edene kadar sesi kesilmedi...
Kızııımm özür dilerim kızııım, sen benim kusuruma bakma kızım, kızıımmm bi bak bana özür diliyorum senden kızım....

Pazar, Eylül 06, 2009

Uyandim

zaman: 9/06/2009 0 yorum
Sonuna kadar okumayı beceremediğim the secret kitabında evren sesinize ses verir tarzı bişeyler diyordu.Bu cümleyi okuduğumdan beri şüpheleniyordum ama artık eminim.Yalnız bu iç ses o kadar uyanık ki sadece işine gelenlere tepki veriyor.
Son zamanlarda da yeni bi huy edindi ben uyuyunca tüm dünyaya haber veriyor.
-Ulaaa bu kız  uyumaya niyetlenmiş benim sesim yetmiyo kalkın hepiniz tantana yapın
 diyo.
Tabi evren de buna kayıtsız kalmıyo.Bi gün discovery deki gibi kendimi kameraya çekip test yapcam.
Ben acaba uyusam mı diye düşününce çarklar dönüyor evren hazırlığa başlıyor.
Tam uykuya dalacağım anda birileri telefon ediyor.Ve en sinir olduğum cümleyi söylüyor "aaaa uyuyormuydun ben kapatayım o zamaaaannn"  o anda bunu söylemek için mi aradın dingil diyesim geliyor...
Çünkü telefonum tek bipte olsa bile  benim uykumu kaçırmaya yetiyor.
Diyelim ki inat ettim, telefonu kapatıp yattım falan bu sefer ev telefonundan aranıyorum ki bu daha fena.
Açsam mı açmasam mı açsam mı açmasam mı .............
Ha o da olmadı kapı çalıyor ve annemin kapıyı geç açacağı tutuyor.
Ama artık evren bu işten yorulmuş olmalı ki bizim kapıcı Gürcan abiyle ortak olmuş.
Atıl Gürcan deyince.Gürcan abi olayı hallediyo.
Dün yanında bi adamla teneke kutunun ağzını düzelttiler.Bugün de ağaç budayacakları tuttu.Belki de kestiklerinin hepsi 3 daldır ama beni uyandırıncaya kadar o dalları küçülttüler oyalandılar.En sonunda ben uyandım diye cama çıktım da görev tamam deyip çekip gittiler.
Harbi böyle oldu yaa abartı falan değil.Hadi dünki olaya takılmayayım diyorum.Ama pazar günüyse ve aylardan  ramazansa saat 10 sabahın körü demektir.Bizim ağaçların daha fazla gücü kalmamışmıydı, illa o dakika mı budanmaları gerekiyordu.Cama çıkıp dışarı baktım da hakkaten dışarda hayat yoktu yaa bu haksızlıktı.
Şimdi evrene sesleniyorum.Artık bu işe uyandım kulaklarımda tıkaçla uyumayı öğrencem.Bakalım bu sefer ne yapacaksın....
Haaa bu arada Gürcan abiye beddua ettim ve yaptıkları seslerle yada saçmalıklarla beni rahatsız eden herkese küfür ediyorum.Artık bunu evrenle aranızda halledersiniz.herşeyin bi bedeli var demi ama.
Gitti benim oruç ooff offf....

Cuma, Eylül 04, 2009

Volkan Konak Konseri

zaman: 9/04/2009 4 yorum
Yeni çıkan albüm klip falan ne var diye bakarken Volkan Konak'ın yeni klibini gördüm ve gittiğim konserle ilgili yazı yazmadığım aklıma geldi.
Ben öyle sık sık konsere falan giden bi tip değilim malesef ama bu yaz bi değişiklik yapıp Volkan Konak konserine gittim.Volkan Konak'ı çok mu seviyorum? 'hayır' o denk geldi ona gittim :)
Hep derlerdi de inanmazdım öyle samimi bi adam ki anlatamam.
Seyirciye bitanelerim,canlarım, ponpon kelebeklerim falan diyo :)
Şarkı aralarında şiirler falan okudu hikayeler anlattı öyle bi atmosfer oluşturdu ki iyi gelmişim dedirtti.Başkalarını bilmem ama bu adamı canlı dinledikten sonra mp3 falan faso fiso geliyor insana.Harbi hayranı oldum adamın :)

Ps: +18
Şimdi bu Volkan Konak'ın babaannesi evlendiği zaman düğün aceleye gelmiş pek bi çeyiz hazırlayamamış.Sonra aynı dönemlerde aynı aileye bi gelin daha gelmiş onunda çok aşırı çeyizi varmış.Tabi konu komşu bunları kıyaslıyomuş babaannesi de üzülüyomuş bu duruma.Kadın kendini tutuyomuş sürekli. Sonra biri yine demiş ki onun çeyizi çoktu, güzeldi falan.
Babaanne bakmış kadına  "uuyy bizim çeyizimiz yok idi de bizi de etmediler mi sanki" demiş :)
Volkan Konak bunu öyle tatlı anlattı ki yazmadan geçemedim...

Kovulduummm

zaman: 9/04/2009 6 yorum
Efenim bugün kibarcık bi kadınceğiz beni blogundan kovdu :)
Hemde niye yazdığın şey yanlış dedim diye.Okuma blogumuuuuu, bi daha da cevap yazmaaa dedi :)
Yazarsam yayınlamayacakmış zaten.
Şimdi için için ağlıyorum.Nasıl içim parçalandı anlatamam.
Ablam Allahın günü fotograf çeker  -bakın bunu giyindim, bakın böyle kıyafet diktim diye bizde okuruz, güzel bi kadın yakışmış deriz geçeriz.Ama bu bi gün oturmuş (artık ne düşünmüşse) herkes giyip giyip fotograf çekiyor sanırsınız herkes marka giyiyiyor bu blog alemi nereye gidiyor diye bi yazı yazmış.Tabi yorumların ardı arkası kesilmiyor.Kimi haklısın demiş kimi herkes özgür demiş kimide benim gibi dilini tutamamış.
Yazıyı ilk okuduğumda sinir olmuştum doğrusu ama sonra çok eğlendim.Yaptığı herşeyi eleştirip insanlar neden yapıyor ben yapmam demiş.Var mı böyle bişey yaa...
Neyse işte içimde kalmasın yazayım dedim ne de olsa burası benim blogum ne istersem yazarım :)

Salı, Eylül 01, 2009

dankek magma bayiliyorum sana

zaman: 9/01/2009 0 yorum

Şuan elimde buzdolabından çıkmış bir magma var.Onu yemek için  özel bi  tören düzenleyesim geliyor.Aslında çikolatası fazla şekerli (yada ben şeker kullanmadığım için bana ağır geliyor) ama keki süper...
Onu her yediğimde evet çikolata gerçekten insana mutluluk hormonu salgılatıyor diyorum...
Aslında ben babamın bana hala küs olduğunu yazacaktım başka bişeyler daha vardı kafamda ama artık yok.
Bi de  geçen gün ortaokul yıllarımda yazdığım günlüğümü buldum.Eski bi dostumu görmüş kadar mutlu oldum.Halbuki şifonerimin en alt çekmecesinde duruyor :)
Son sayfalarına sadece güzel şeyleri not etmiş olmamdan dolayı günlüğümü daha bi sevdim :)
Sonra bi baktım.Ben günlüğüme bişeyler yazarken hep bi okunur mu acaba korkusu yaşamışım.Hemde o korku içime öyle bi işlemiş ki buraya da bazı şeyleri yazmamışım.
Sülalemde sevgilimi bilmeyen kalmadı ama garibimin burda adı sanı yok.Ona da yazık değil mi ama :(
Neyse işte bugün kafamın güzel olmasını çok isterdim.Halihazırda sigarayı bırakmış durumdayım ve hala sütten kesilmiş bebek gibiyim.Bari kafam güzel olsaydı yani.
Ps:Bir gün komşu bloglardan esinlenip sevgilime yiyecek ismiyle seslenecek olursam bu magmadan başka bişey olmasın :)
DANKEK MAGMAAAAA BAYILIYORUM SANAAAA.....

Ahsap Tasarimlar

zaman: 9/01/2009 3 yorum


Yine ilginç tasarımlar buldum.Özellikle de ilk resim çok ilgimi çekti.Benim acilen bu tarz tasarımlar yapan bi er bulup bişeyler almam lazım.Çok canım çekiyo yaaa...






 

Hep-Yek Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea