Dün ilk defa Okan Bayülgen'den bişey öğrendim.Sade vatandaş isimli programında sohbet koyulaşıp öyle bi yere geldi ki.Vincent Willem Van Gogh'un hayatından bi kesit anlattı.O kadar farklı geldi ki bu sabah ilk işim ünlü ressamın hayatını araştırmak oldu.
Bütün hayatı fakirlik ve bunun verdiği bunalımla geçmiş.İlk bakışta ruhi bunalımlarının sebebi fakirlik sanılsa da bence bu değil.27 yaşlarındayken bir rahip okuluna başlamış ve maden ocaklarının bulunduğu bi yerde kendini dini eğitime vermiş.Fakat burdaki işçilerin sefaletini görmek kendisini dinden uzaklaştırmış.İşçiler için bişey yapamamak kendisini çok üzmüş ve ruhi bunalımlarına temel oluşturmuş...
Van Gogh kendisini hep ezik işe yaramaz hissetmiş ve bunu yenmenin tek çaresinin çok güzel resimler yapmak olduğuna inanmış.Ressamı tanıyanlar "Hayatı boyunca bir tas çorba ile bir kutu boya arasında seçim yapmak zorunda kaldı." demişler.Tabiki o hep boyayı seçmiş.Hatta ona bu konuda en büyük desteği veren kardeşi Theo ya yazdığı bir mektupta " Böyle devam ederse hedefime varamayacağım. Bu kadar uzun zaman aç kalmasaydım bünyem daha kuvvetli olurdu. Fakat her seferinde daha az çalışmak ya da aç kalmak şıklarından birini seçmem gerektiğinde ben hep aç kalmayı tercih ettim. Bir insan buna nasıl dayanabilir, açlığın etkisini resimlerimde öylesine görebiliyorum ki geleceğim için kaygılanıyorum" demiş...
Ruhu bu bunalımlarla savaşırken bir taraftanda ressamlardan kötü tepkiler alıyormuş.O zaman ünlü ressamları Van Gogh'un hayatın içinden resimler çizmesini çok eleştiriyorlarmış.
Yaşamı boyunca hayatına giren 3 kadından bahsediliyor.İlki yeni yetme çağlarında evlenmek istediği ev sahibinin kızı,ikincisi 'onunla görüşmeme engel olursanız ellerimi yakarım' dediği kuzini(Kee) ve sonuncusu bir fahişe olan Siendir.
Rahip okulunu bıraktığı ve çok sevdiği kuzininden uzaklaştığı dönemde acılar içinde yaşayan Sien'de mutluluğu bulmuş.
(Kaynaklarda bu kadından "alkolik gebe ve fahişe Sien" diye bahsediliyor.Yanda görünen resimde Sien'in resmidir.)
1888 Ekiminde, dönemin ünlü ressamlarından arkadaşı olan Gauguin'i evine davet etmiş fakat anlaşamamışlar.Van Gogh'un canını yakmak isteyen Gauguin gidip fahişe Sienle birlikte olmuş.Van Gogh bu acıya dayanamayıp (Sien Van Goghun en çok kulağını severmiş) kulağını kesiyor ve senin sesini duymaktansa sağır kalmayı tercih ederim notuyla Siene yolluyor...
Devam eden buhranları sonrası akıl hastanelerinde falan kalıyor ve en sonunda göğsüne kurşun sıkıyor.İki gün daha yaşadıktan sonra da ölüyor.
Ona her zaman en büyük desteği veren kardeşi Theo cenazesinde 70 kadar resmini cenazeye katılanlara dağıtıyor ve Van Goghun ismi de böylelikle tüm dünyaya yayılmaya başlamış oluyor.
Kime Diyoruummm
Labels
Albüm
Alış Veriş
Anılaarrr...
Bebek Geliyor
Ben Birgün
Ben Buldum
Ben Evleniyorum...
Ben Küçükken...
Ben var yaa...
Bilemiyorum Yani...
Bioxcin
Biri
Blog Yazıları
Blogtayız
Bugün Ne Giydim?
Bugünlerde...
Candan Erçetin
Dekorasyon Önerileri
Düşündüm de...
Efkar efkar üstüne...
FAIRY
fıkra
Fikrim Geldi
garibanım...
Geyik
Gimp
Güncel
Güzel Bişey
Güzel Yazı
ıvır zıvır
Ivır Zıvır
İletisim
İlginç Tasarımlar
İncir Reçeli 2
İnternet
Kozmetik
mail
Marka - Marka
Mim
Msn
Mutfak Maceraları
Müzik Kutusu
Nasılım
Öğrendim
Program vs.
Puzzle
Resim Galerisi
Rüyamda Gördüm
Saç Bakımı
Sarıkız
Sebamed
Şımarıkım şımarık
Tv-Sinema
Video
wallpaper
Çarşamba, Şubat 11, 2009
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Eğer kadın bu resimdekiyse kuru bişeymiş! Van Goghum yapma etme! Değer mi çöp kız gibi birine!
Kadın fahişe deyince ben daha farklı birine beklemiştim :P.
Merak ettiğim, bizimki kulağını kestikten sonra Sien ne yapmış?
Hayal gücüne söyle gerekli yerlerde çalışsın :)
Yavrum bak orda yazıyo çocuklu,alkolik, dul vs. nasıl bundan ahu tuğba çıkmasını beklersin :)
Sienin ne yaptığını hiç düşünmemiştim.Hemen araştırıp yazı dizisi şeklinde ekleyeceğime emin olabilirsin ;)
Yorum Gönder
Dök İçini Rahatla Ayol...